ÂDEM-İ KİFAYET-2
Ara ara düşüyorsun aklıma, yüreğime Nereden buldu beni yine bu elem diye hayıflanıyorum her seferinde Kendime kızıyorum, seni getiren rüzgârlara,…
Ara ara düşüyorsun aklıma, yüreğime Nereden buldu beni yine bu elem diye hayıflanıyorum her seferinde Kendime kızıyorum, seni getiren rüzgârlara,…
Gökyüzü yıkılıyor üzerimize Bu yüzden yığılıp kalıyoruz yeryüzünde öylece Anlatsam seni uzun uzun Yeniden inşa etsem Gökyüzünü ayakta tutabilecek şiirleri…
Müteessir Meczub-1 Tek isteği biraz uzaklaşmaktı kalabalıklardan Kirli sakallı, saçı başı dağınık müteessir meczubun Akrebin sırtında yol alan insanlıktan ve…
Zavallı, günahkâr mağara adamı çarmıha gerildi Elleri çivili, ateş üstünde yüreği kavrulmuş İbrahim’e su taşıyan karınca yolunu kaybetti Umutlardan mahrum…
DUA-1 Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Allah’ım şu aciz yüreğime cesaret, bileklerime kuvvet ver. Gençliğimi dünyevi hevesler ile heba…
Gece çığ gibi bırakırken göz kapaklarımdan aşağıya hüznünü Katmer katmer seni düşlüyor, hasretimi büyütüyorum bu karanlık odada Ne yapsam ne…
Daha dün gibi aklımda Topraklı yollarında sevinçle koşuşturduğum Sokaklardaki çocukluk yıllarım Bu şarklı gövdeme saldığın hüznün olmadığı Acı yerine hep…
Sonra sesin yankılandı kulaklarımda Aşinayım ben bu sese dedim içimden Ovalardan, vadilerden geçip Taşlık arazilerde yalın ayak yürüdüğüm Büyük şaşalı…
GECE-8 Artık çok uzaklardasın Odamda süzülen kahır dolu sigara dumanı İçimde sensizliğin acı ürpertisi Biliyorum, artık çok uzaklardasın Sesim çıkmıyor…
Gözyaşlarım döküldü yüzünün değdiği ırmağa Kanatan diken, düşüren taş hak talep etti Kanayan dizlerimle, ellerimde çamur ile çıktım huzuruna Kabul…
Çanlar çalıyor, meşhur kanlı giyotin yine iş başında Hava kapalı, kalabalığın üzerinde kalın sis perdesi Göz gözü, anne çocuğunu tanımıyor…
“Bağlasa da beni cellatlar O narin ellerinle O ateşten kızgın gözlerinle Ve sen sırtıma sayısız defa kamçı vursan Hiç durmadan…
Uzak diyarların birinde siyah bir gül açtı Duydum ki açan son umudummuş Kırmızıya hasret, siyaha doymuş Açan umudumu yalnızlığım benden…
“ yazmak istiyorum seni…” Öylesine ve ölesiye yazmak istiyorum seni Hiç kimse bilmese, okumasa bile bizim hikâyemizi Öylesine ve ölesiye…
Dışarı çıkmak için eşiğinde durduğum kapının ardından Bugün, bir çocuk tebessüm etti bana İçimin daraldığını anlamış olmalı ki İçinden öyle…
Döndüm dolaştım döndüm dolaştım yine aynı yerdeyim Süleyman mührü alnımda, yine aynı cehennemdeyim Kimse demesin ardımdan, bu şahıs, bu zat…
Birbiri ardına dizilmiş günler sormadan geçiyor amansızca Aylardan kasım, kış yaklaşıyor İçimde sonbahara nağmeler dizemeyen şairlerin hüznü var. Hissediyorum, ölüm…
Yeniden başlamak mümkün mü sorusu kadar neye yeniden başlamak ve nasıl başlamak mümkün sorusu da pek mühim. Çünkü bazı şeylere…
“ birbirimizi dinlemeliyiz, birbirimizi sevmeliyiz ve en önemlisi susabilmeliyiz seninle uzun uzadıya, başka türlü yaşanmaz yoksa bu dünya da…” Susabilmeliyiz…
Gitmek isterdim senden Gidebilseydim eğer Gitmek isterdim senden. Beni boğuyorsun karanlığınla Ümit veriyorsun, kimisi ışıl ışıl Kimisi söndü sönecek yıldızlarınla.…
Arada bir cereyan eden umutlar arasında sıkışıp kalmışım Hangi duvara yaslasam sırtımı, ciğerlerim nem tutuyor Yıllardır fark etmemiş, üzeri tozlu…
SÜVEYDA-10 Sessizliğin kutsal şehridir ellerin Dibi görünmez kör kuyulara mı Yezidi’n sessizlik kulelerine mi Beni reva gördü gözlerin? Gözlerim görmez…
Kapatma düğmesi yok şu içimdekilerin Öyle ki bazen kendimden bile sakladığım oluyor içimdekileri Böyle yaza yaza yatıştırıyorum sadece Daha yeni…
SÜVEYDA-17 Biz göğe değil toprağa bakalım süveyda Aynı göğün altında değil de Aynı toprağa bastığımızı hatırlayalım Toprak kir tutmaz üzerine…
“ ve dahi tüm harfler acizdir güzelliğinin karşısında konuşmaya, yazmaya gayrı lüzum yok şiir kutsalsa eğer bunun sebebi…
Bir tek bana baksa o çocuksu gözlerin Bir tek benim adımı zikretse o tiz sesin Belki yeniden hayata dönmeme yeterdi…
Bu kadar acı şuncacık yüreğime çok fazla Nasıl çekerim bunca acıyı bir başıma Sırdaş olmuyor ne eş ne dost ne…
Hangimiz dargın değil ki bu dünyaya Bu dargınlıklar sebeptir uzaklara dalmamıza Seni de mi kırdılar ey kalbim Üzülme, darılma, daha…
Boyumuzu aşan servilerin arasından çıkıp ta gel Kara kara bulutlar sarmadan göğümüzü Huzurun en koyu mavi tonunda çıkıp ta gel.…
Bir mucize, bir mucize bekler şu garabet yüreğim Hangi yöne savrulsam kor ateş Ey hayat yandı kanadım, kurudu dilim genzim…
Üç defa kulağıma ismim, üç defa da yüreğime senin adın Fısıldanmış ben doğarken, o yüzden Daha küçük bir çocuk iken…
Yürüdüğüm yolların sonu hep uçurum Neresinden atlarsan atla hep aynı ölüm Bilmem bu kaçıncı uğrunda ölüşüm Sen mi aranmaya değmezsin…