Giryân Gözlerim…
Bir otobüs camından izliyorum,Senden bana kalan tüm demleri.Radyoda bir şarkı ansızın, her şey seni hatırlatmak için ant içmişçesine.Boğazımda bir yumru,Avucumda…
Bir otobüs camından izliyorum,Senden bana kalan tüm demleri.Radyoda bir şarkı ansızın, her şey seni hatırlatmak için ant içmişçesine.Boğazımda bir yumru,Avucumda…
İşte tüm şehveti ile karşımda; yalnızlığım.Dalıp gitmiş gözlerim; ruhumu seyretmekte.Acı çığlıklar içinde sigaram, soğumuş bir fincan kahvem; tek kişilik ıssızlığın…
En çok seni özlüyorum.Otursam şöyle karşına bir çilingir sofrasındaBaşım ellerimin arasında sen anlatsan ben dinlesem.Sonra o en sevdiğimiz parça eşlik…
Şimdi oturmuş bir taşın üzerine batan güneşi seyrediyoruz seninle…Geçip giden zamanı, yaşanmışlıkları…Nasılda yorgun düşmüş ruhlarımız; oturup düşününce anladım.Geriye bakmak istemiyorum…
Sınırsız bir yolumuz olsun isterdim sevgili…Ezberlerden, kurallardan, bilinen ve bilinmek istenmeyen gerçeklerden uzak,Hudutsuz bir yolumuz…Bilmediğimiz bir şehirde…Hep biraz leyla gibi…
Hiçbir şeye yetemez olduk. Hiçbir şeyden tat alamaz… Kapalı duvarlar ardında hiç gelmeyeceğini bildiğimiz gönenç beklemekte gözlerimiz. “Elbet bir gün”…
Küçük kadınım… Sen… Benim küçük kadınım… Ruhumun tozlu rafları arasına sıkışıp kalmış hayalperest benliğim. Ne zaman çıkaracaksın kendini sakladığın zamandan.…