KÜNYE - ben de yazıyorum, diyenler yazdı; biz siziz...
“Şimdi bir orman hayal edelim. Ormanda ilkbaharın ihtişamlı uyanışına, sonbaharın solgun yüzüne bakalım. Ormanın derinliklerinde tavşanların oyununa, kelebeklerin dansına ve kuşların ötüşlerine eşlik edelim. Biraz daha derinliklere gidince karıncaların gece…
“Bir can bedenin her yerine eşit dağıtılamaz mıydı?” Özgürlük Bulutu 🎈 Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz…
Kitap altı öyküden oluşmaktadır. Her bir öykü kendi içinde özgün ve edebidir. Bu kitabın kaynağı öğrencilerdir. Öğretmen olan Hüseyin Özübek öğrencileri gözlemleyerek yazmıştır. Okuyan öğrenciler çok beğendiğini ifade etmiştir. Çünkü…
Kitap altı öyküden oluşmaktadır. Her bir öykü kendi içinde özgün ve edebidir. Bu kitabın kaynağı öğrencilerdir. Öğretmen olan Hüseyin Özübek öğrencileri gözlemleyerek yazmıştır. Okuyan öğrenciler çok beğendiğini ifade etmiştir. Çünkü…
“Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz ve yürüyemezdi. Bağlıydı kafesine. Yüreği gibi hapsolmuştu evine. Doğuştandı; iki ayağı…
“Bir can bedenin her yerine eşit dağıtılamaz mıydı?” Özgürlük Bulutu 🎈 Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz…
| Bu Hafta Ne Okuyalım? | 📚 Özgürlük Bulutu🖋️ Hüseyin Özübek 🏠 @KDYsosyal #HaftanınKitabı pic.twitter.com/EW0WNs3KG8 — Kitaptan İktibaslar 📚 (@Kitabtaniktibas) January 18, 2021 “Bir can bedenin her yerine eşit dağıtılamaz…
“Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz ve yürüyemezdi. Bağlıydı kafesine. Yüreği gibi hapsolmuştu evine. Doğuştandı; iki ayağı…
Gökyüzü sonsuz, dipsiz bir mavilikti. Çünkü hayat Özgürlük Bulutu’ydu. Engel’siz bir yaşantı için, yeniden mücadeleye atılmak ve umutla hayata bağlanmak için bindim tekerlekli sandalyeme. İstiyordum ki artık “Tekerleklerim yelle yarışsın!”…
“Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz ve yürüyemezdi. Bağlıydı kafesine. Yüreği gibi hapsolmuştu evine. Doğuştandı; iki ayağı…
“Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz ve yürüyemezdi. Bağlıydı kafesine. Yüreği gibi hapsolmuştu evine. Doğuştandı; iki ayağı…
“Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz ve yürüyemezdi. Bağlıydı kafesine. Yüreği gibi hapsolmuştu evine. Doğuştandı; iki ayağı…
“Hepiniz fen kafalı olacaksınız “ Yazar, gariban köylüleri anlatmamış adeta kitabın sayfalarında yaşatmıştır… Her yerde ve zamanda, bu insanlar sarı sıcağın altında bir lokma ekmek için mücadele etmiş, ölene kadar…
Gökyüzü sonsuz, dipsiz bir mavilikti. Çünkü hayat Özgürlük Bulutu’ydu. Engel’siz bir yaşantı için, yeniden mücadeleye atılmak ve umutla hayata bağlanmak için bindim tekerlekli sandalyeme. İstiyordum ki artık “Tekerleklerim yelle yarışsın!”…
Cin Ali, Anadolu köylerinde mesleğine aşık ilkokul öğretmeni Rasim Kaygusuz tarafından 1968 yılında yaratılmış bir kahramandı. Çocuklar kolay çizebilsin diye çöp adam şeklinde tasarlandı. Cin Ali kitaplarının çizimlerini Selçuk Seğmen…
“Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz ve yürüyemezdi. Bağlıydı kafesine. Yüreği gibi hapsolmuştu evine. Doğuştandı; iki ayağı…
“Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz ve yürüyemezdi. Bağlıydı kafesine. Yüreği gibi hapsolmuştu evine. Doğuştandı; iki ayağı…