İÇSEL MÜNAKAŞALAR 12.06.2022
Bir gitmek arzusu yanar durur içimde
bütün soruları boş bırakarak öyle aniden
eğer çakılmasaydı varlığımız mıh gibi sevdiklerimizin gözlerine
ve kahretmeseydi tüm gidişler yürekleri
gitmek isterdi herkes biliyorum
kim ekti söyleyin, kim ekti bu kadar ayrılığı zayıf ömürlerimize?
ikindi uykusu sonrası gibi iyice tatsızlaştı dünya
alışkanlıklar mide bulandırıcı, sevmeler sahte
bırakıp gitmeli topluca ve usulca, ses çıkarmadan
gelmemeli iki insan göz göze ve durmamalı diz dize
ihtimal dahilinde olsaydı eğer böyle bir şey
bilirim gerek kalmazdı yaratılmaya cennetin
madem ki mührü alnımızdadır yaşamın büyüsü
ve yakamızda bizimle beraber büyüyorsa ölüm
gitmekten gayrı kalmayı düşünmek mümkün mü?
gitmek, gitmek…
sonsuzu bulabilmek..
tatmak gerçek mutluluğu…
bulutlar üzerinden dostlara selam vermek…
———————————————————————————
bir adam vardı diyecekler zamanı gelince
unutmazdı ölümün olduğu hakikatini
karanlık ve pusluydu daima gözleri
ve elleri hep kirli gezerdi
kimse görmesin diye hızlı hızlı yürürdü sokaklarda
yalnızlığa meftun değildi, hele sessizlikten hiç haz etmezdi
şimdi öldü diyecekler zamanı gelince
gömüldü kuş uçmaz kervan geçmez bir yere
öldü, ama yine de bırakmadı yalnızlık yakasını
diyecekler, belki bir kahvehanede
belki beklerken bir Cuma namazını cami avlusunda dostlar.
vakitsiz gitti demeyecekler
daha yapacakları vardı
şu işi yarım kaldı demeyecekler
ben o sıra üşüyen ellerimi bulutlara sarıp ısıtacağım
gezegenleri toplayıp misket oynayacağım
ve güneş yüreğimden alacak enerjisini
birileri doğacak birileri ölecek
kimileri sevinçten göz yaşı dökecek kimileri acıdan
zaman kırbaçlamaktan bıkmayacak hayatları
sonra kimse büyümek istemeyecek.