KÜNYE - ben de yazıyorum, diyenler yazdı; biz siziz...
Aklımın ortasından delipKalbimin üstüne isabet etmeseydi,Süngüsü çekilmiş sözlerin,Iskalamasydın gözlerimden,Ayaklanmazdı gecenin bir yarısı,Ve delinmezdi belli belirsiz uykularım…Sen geride kalmak nedir bilmezsin!Gitmek yürekli olanların işiKalanların marifeti yalnızlığında gizli,Baldırı çıplak bir akşamüstüÖrselenmeseydi düşlerim,Kundaklanmasaydı…
Kalın “fırça”larını kullanarak geçiyorlar insanların üzerinden, Silik hatırların tozlu raflarında, Yitip giden,eksilen insanların yerini, kısık ateşe alır gibi unutmaya bırakıyorlar, Demleniyor insan ,Beklerken dibini tutuyor, Yaşarken soğuyor yaşamaktan ve yaş…
Yaşamadan yaşlandığım bütün aşklardan beraatimi talep ediyorum. Soluğumda ıslak çimenlerin buğusu ,Kimliksiz kaldırımlar gibiyim nereye sapacağım belirsiz, Baldırı çıplak bir akşamüstü, Kime selam versem yalnızlığımdan alacaklı, Ve ben sensizliğe susmuş,…
Fazla uzaklaşmış olamazsın gözlerimden, Dur, bırakma sırılsıklam yüreğimden,Bak yine yanıldı kelebek!Aldandı papatyanın yarınlar için verdiği sözlere, Oysa bu uçsuz bucaksız bozkırlara sen sürükledin ikimizi…Ruhum ördüğün duvarların altında kelepçesiz boylu boyunca,Çırpındıkça…
Her biten senenin sonlarına doğru duyarız değil mi bu soruyu..“Yeni yıldan ne bekliyorsun ya da ne istiyorsun?”Kimimiz, aşk, kimisi para, sağlık, barış dolu bir dünya savaşın olmadığı, mazlumun ezilmediği ,…
Konuşulacak ne çok şey biriktirdim. Heybem tıka basa yaşanmışlık dolu, Çetrefilli kalabalıktan sıyrılıp, yalnızlığın yamacına sığınmaya geldim. Bir nefes bir hayat ararken soluğumu kesen fırtınalara kapıldım. Yüreğinin eşiğine, beyhude telaşlarımı,…
Değişen dünya düzeninde, değişmeyen alışkanlıkların başını, kuvvetle muhtemel çocukluğumuz çeker. Samimi komşulukların imece usulü yardımlaşmaların en yakın tanığı olarak büyüdük herkesin gözü önünde. Yeryüzünü ıslatan toprak kadar şanslıydık. O kana…
UYAN Uyan Ey Müslüman, sana vaad edilen gün için Uyan! Silkelen gaflet uykundan , Kudüs yetim, yer gök kan revan, Bir çocuk ağlıyor enkazın ortasında , Bin şehadet yükseliyor arşı…
Gün gelir ANARSIN, Hiç bilmediğin şehrin köşe BAŞINDA,Arnavut kaldırımlı sokak ARASINDA .Esnaf lokantasının eline tutuşturduğu bardağın DEMİNDE, Maziye daldıran hoş MUHABBETİNDE…Sen ne kadar UZUN HİKAYE, unuttum gitti DESENDE,Gün gelir ansızın…
Hiçbir şey yapmadan yorulurmuş insan….Çaresizlik içinde debelenip durdukçaUzaktan izleyip bin parçaya bölündükçe, Kalbinin , insanlığın öldüğü yerde can çekiştiğini gördükçe, Yorulurmuş insan….Dilinde dualar avucunda aminlerle öylece kalakalırmışNe bir adım ileri,Ne…
Merhaba kıymetli dostlar, Bugün biraz hasbihal edelim mi ne dersiniz… Günümüzün yaşanmış insan hallerine bakıyorumda, Ne kadar kolay zarar veriyoruz birbirimize , bazen çok severek, bazen yardım ederek , bazen…
Şu koca alemin kalabalık yalnızlığına Yok olmak isteyip, küllerinden harlanan ateşine, Bozkırların uçsuz bucaksız kucağına, Rüzgarına yetişmediğim , ellerimden kayıp giden gençliğime, Yüzüme yerleşen muamma çizgilerimle; Hikayem varlığıma açılmış sonsuz…
Yıllar geçip giderken usulca yamacımdan geriye dönüp baktığımda bana geçmişi hatırlatan ne varsa aklımda, silik sönük dediğim, her karesini yazmaya niyetlendim şimdilerde…Yazdıkça canlanıyor her sahne, ışığı vuruyor geçmişin perdesine…En çok…
Küçük mutluluklar kovalıyoruz hayattan, Canhıraş yuvarlanırken eskiyor ömür entarisi , Yakasından tutup hunharca istiyor,Gözden sakınıp Gönüle dayatıyoruz miladı dolmuş gece kondu hisleri…. Payımıza düşene razı olmayı öğreniyoruz hayattan,Zamanın sarkacından seyrediyoruz…
Eylül’den bir haber kara kışların telâşındayım.Kafamın içinde susmayan seslerin deryasındayım.Çok sürmez lâkin, senli benli günlerin müptelâsıyım ,Kendimle çekişmeli saatlerin kıskacındayım ,Kazananı olmayan galibiyetlerin sancısındayım,Yüksek duvarların ardına saklanan gerçeklerle kavgalıyım,Yarım yamalak…
Ama gitme..... Daha saat, "Hoşça Kal'ı göstermedi. Her Sevda yeni bir "keşke"ye yer açıyor yürekte...Yaşama geç ölüme erken kalışların uykusuna daldım. Sen Uyanma diye ben öldüm. Gökyüzünden, gecene en parlak…
Gününü tamamlayan tırtıl misali kozasından ayrılan kelebek gibiyiz. Ömür entarisi evvel zaman içinden biçilmiş, kimine dar kimine bol gelir. Hayata açtık gözümüzü yaşamakmış bunun adı inadına yaşamak!Elimize dünya denen uçurtmayı…
Hayat hepimiz için düz bir çizgi değil, hepimizin hayatında inişli çıkışlı yollarımız olmuştur. İnsanoğluyuz hata yapmaya meyilli olarak yaratıldık. Önemli olan yaşanılan olaylar zincirinden gerekli dersi çıkarabilmek tecrübe ve tedbir…
Silmek isteyipte silemediğim en beceriksiz şiirimsin.Her satırda ilmek ilmek boğazıma dolanan,Ellerimi yazmaya zorlayan vebalı bir hastalık misali…Saatlerin kimsesizliği gösterdiği vakte denk geliyor sancılı özlemin, Ete kemiğe bürünüyor suretin,Ummadığım yerden kalbimi…
Yaşını başını almış Telaşlarımla selamlıyorum zamanın sarkacından akan hayatı,Bir zamanlar kavak yelleri esen başıma,Şimdilerde, Yıldızlardan tac yaptım kırdan saçlarıma,Şakağıma değen çizgilerimle ahenkle gülümsüyorum geçen yıllara,Tecrübelerimi merhem niyetine yanlışlarıma sürüyorum. Ne…
Çaresiz terk edişler gördüm,Gidişleri hiçliğin kıyısında dolanan hayatlar..Vazgeçişleri gayri ihtiyari..Nefret soluyan zehir zemberek saatler.Yüreğinde ilâhla hesaplar yapan..Ölmeyi kulluğuna yakıştıramayan..Diline söylenmemiş bed- dualar hapsolmuş,Serzenişleri, yüreğinden ayağına bağlanan prangalarlaYalnızlığa esir düşmüş eksik…
Haydi bugün biraz maskelerin altındaki hislerden konuşalım. Aslında en güçlü gibi görünen yüzlerin en hassas kalbe sahip olduğunun farkındayız değil mi? Dağ gibi görünen heybetin altına nasıl da gizlenir minicik…
Biliyorum, unutamayacaksın beni! ömrünün bir yerinde, geçmişin çelmesinde takılı kalacağım. İdam sehpasına kendi ellerinle çıkaracak, aynı kalpte asacaksın ikimizi!!Elinde hükümsüz dosyalar,Aklında cevapsız sorular,Kalemimi kırdığına tanık edip, Yokluğunla cezamı keseceksinBelki de…
İnsan oğlu yaşadıkça birikiyor, Biriktiriyor.Bazen söyleyemediği sözlerin hezimetini, Bazen de söyleyip altında ezildiklerini…. Boğazına düğüm edip asıyor bütün kayıp hisleri, Ömrüne sürgün ediyor kifayetsiz seçimleri…Doğru şık hangisi?Sahi üç yanlış bir…
Beceremiyorum gönül işlerinielim ayağıma dolanıyor,Başımda kavak yelleri,Üstüm başım çaylak sevdalar kokuyor,Yüreğime sinmiyor emanet sözler.Geçmiş inatçı leke,bulaştı bir kere ,çıkmıyor çitiledikçe..Sevmelere bastırıyorum kalbimi .Ellerim mabedim sayıyor değdiğin yerleri ,Kimseler Görmesin istiyor…
Şiir kokuyor bu mevsim,Ilgıt ılgıt ısınıyor toprağım,Yüreğime değen gözlerin geçiyor yolumun üzerinden,Kalbe sevmek ,Kaleme yazmak düşüyor,Sen ki unutulmuş çayların ,Kırılmamış yumurtanınDuvarda asılı kalan saatin,Zamanın amansız durduğuAkreple yelkovanın anlaşamadığı yerdesin..İnceden inceye…
Kaçak cevapların ardına saklanıyor hisler, sözler düğüm olmuş bir çığ gibi birikyor her kapının eşiğinde…. Şu yaşıma gelmişim,Kırıldığım yerlerden kalkıp gitmeyi bilememişim,Yine kendimle kavga ederken buluyorum kendimi… Kaç bahar geçecek…
Küçük bir iyilik yap kendine; İstisnayı bozan kaide ol. Saklama samanı paylaş herkesle Zamanı geldiğinde paylaşır biri de seninle. Denizlere anlat rüzgarlara anlat dağa taşa anlat…. Tutma içinde seni kıran…
Her birimiz şu koca evrende birer zerre idik. Zerrelerden tanelere tanelerden ete kemiğe, kana karışıp insana büründük. Dünyaya gelen her bir canlı kendi zatında değerli Rab’binin muhatabı olabildiği kadar kul.…
Hani yeni bir tarif duyarsın bir yerlerden ben de yapayım dersin bin bir hevesle. Birebir ne varsa eklersin , sevgini de katarsın ilaveten içine, Pişmeye bırakırsın nihayetinde. Sonuca bakınca ya…
Pamuk ipliğine bağlı hayatlarımız, Hislerimiz, Aşklarımız, Duygularımız.. Çok çabuk kırıyor kırılıyoruz, Yarım yamalak sevinçlerimiz, Gözyaşlarımız ne günler gecelerce… Umut denen ipin ucu bucağı nerede? Sıkı sıkıya tutunsam ellerine… Bir fısıltın…
Oysa sadece bir andı seni yaşamak…Seni senden çok sevebilmiş olmam en büyük başarısıydı hayatımın…Korkularını senden iyi bilmek,Bakışlarını güneşten fazla gülümsetebilmekHoyratça dağıtmak sisli bulutları yüzünden,Nefesini senden çok hissetmek ciğerlerimde…Bir boşluğun içinde…
Sen “Sen ” olduğun için eşsizsin kimse için değilse de kendin için vazgeçilmezsin. Koca evreni dolduran insan kalabalığında Sen de bir nokta kadar dahi yer etmelisin. Milyon tane meslek var…
Yine Sen geçiyorsun gözlerimin önünden,Bulut bulut Sevda yüklü gönlümden..Her vagon kendi türküsünü tutturmuşAşk mı?Ayrılık mı?Vuslat mı?Kaç mevsim geçti üzerimden,Her vazgeçiş müebbet yemiş ömrümden,Sana tutsak ,sana esir gönlümden..Geçen senelerin izleri var…