SOLUM SOĞAN
hep bu saatlerin maktulüyüm, hep bu saatlerde kıyım kıyım, kıyılıyorum… o her yemeğin olmazsa olmazı, soğan cücüğü, en kurusundan, en…
hep bu saatlerin maktulüyüm, hep bu saatlerde kıyım kıyım, kıyılıyorum… o her yemeğin olmazsa olmazı, soğan cücüğü, en kurusundan, en…
Serdar AKMAN Seni bulduğumda;aynada birikip uzayan yalnızlıklarla, saçlarında babalarını hüzünle tarayankızlar gibi, kör bir dejavuylapsikanalize etmiştin,bana sorduğun o mistik soruyla..…
ortalık çayır çimen, kısraklar, coşuyor, esaretin kişnemesi, çınlıyor, bardaktan boşalırcasına, yeşile , morun morun maviye, kara kara gölgeler, çiziyor, ben…
Eksi on yedi sokaklarYol uzunIssızİzbeBen kimsesizNeye yanayımNeye sarılayımSen yoksunBen yine kimsesizİçimde ki kor öyle yanıyor kiHer adım içe sarıyorAnılar içimde…
Gülüşümdü kuruyan dudak mesafesinde kar tanelerini kıskandıran ağıtgönlümde bi çerçeve çiziyorumHasretineÇıkmaz sokak sınırları sen müebbeti benHüznün gözyaşları günün içinde burkula…
herkes herkesi sever miydi ?ya da sevmeli miydi ?büyük ihtimalle inatçı uçurumlardan,daha inatçı keçilerin inadıydı,yoksa bu kadar inat neden,illaki sevmeli,ya…
Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari BilimlerFakültesi Öğretim üyelerinin konuşmacı olduğu ve öğrencilerinin şiirler okuduğu farklı bir söyleşi sizleri bekliyor.…
Artık üzerine düşeni yapmaya hazırdı Aylardır sebat ettiği kalbine; “Değil bir ışık ,kıvılcım dahi yanmayacak ” deyip söz geçirdi. Yaşadığı…
Ben öyle gülerim Ki ;odundan biçilmiş kaftanım ;duvardan düşmüş cemalim;Çarkın terkisine ivme katan kahkahalarımıkimse duymaz …gözyaşlarımın inim inim inleyen sesini…
bugün sarılmanın günüymüş,düşündüm,insan insana sırtını dönmüş,insan insanı keser olmuş,o damdan,bu bacaya,sırlar yürümüş,ağacı kesmişiz,çocuğun elinden hayallerini sökmüşüz,ilmek ilmek,kadını ekşi elmalar gibi,bir…
Hüzün denizin , harflerin kulaçların boğuldun, boğulacaksın… Artık yetmedi mi ? Bitmedi mi ? Mevsim geçmedi mi ? Güzü çıkart…
kelimelerin de bir dili ,özün de bir hüznü,gözün de bir vuslatı,vardı elbet,vardı vardı da,benim sana ,diyeceklerim bitti,ya da yitti…kuş oldu…
Etten kopmuş kemiğimHani bilmem neredesinBir acı dolu seferdeyimGecede mi günde misin Yok hiç bir hal haberinAğlar mısın güler misinSorsam seste…
nerede,bir özleme,bir kucaklaşmaya,rastlasam,içime , kar düşer,içimdeki özlenenin,belinin kırılışına,volkanların patlayışına,dirhem dirhem,eriyişime,içimi yakan lavların,eriyiklerine tanık,olurum,nerede kalır özlem,nerede silinir bu mazi,bilinmez,çok bilinmeyenli bir…
Elleri onun gölüne kelepçeliydi Şöyle bir irkildi Uykudan uyanacak ne vardı sanki Ne güzel yaşıyordu amak-ı hayalde Doğru ya bir…
bir anı daha koyduk ,kum saatini sessize alarak,yelkovanı akrebi zembereğinden kopararak,güneşi ay’ın koynuna bırakarak,takvimden bir yaprak koparken,yeni bir tarihi kelebeğin…
hayat,hadi adımlarım da yürüormanlar gibi sar, sarmalabir kuru dalda, tomurcuğa,bir solgun yaprakta suya,can verir gibi, kucakla,bir kez de ısıt,fokur fokur…
bu kaçıncı bahar bu kaçıncı güz saymadım baharları avuçlarından öptüm güzlerin yağmurlarına mendil oldum yüreğim içli bir serzenişte rüzgar tozunu…
Rıza amcayı alıp başımı gittiğim günlerden birinde tanıdım. Bir köy kahvesinde oturup çay molası vermiştim. Hava oldukça soğuk ve bir…
güldüm dakikalarca,sustum senelerce, O gözlerde öldüm öldüm,dirildim, sevdim,çok sevdim, itirafsız, sır gibi, aynalara bile söyleyemediğim, itiraf edemediğim, yakan sevdam, tarifsiz…
Ey geceye sorulan manaların ötesi,Egosu tavan yapmış, vefa eleştirisi;Hiç ağlayan göze merhem oldu mu,Kızıl bir akşam güneşinin gölgesi? Sızı kalpte,…
mahallenin eski damları murçlarından konuşur kulak verdin mi hiç!!’ o aşınmış eşik kaç sevdaya ayak olmuş o dökülmüş pervaz kaç…
bugün hangi zamanın hangi susmuş yılı sadece insanlar canlılar susmamış doğada susmuş binalar da susmuş güneş saklanmış yel el olmuşta…
Ey Rabbim!Kalbimi açtım sanaSen de sev isterim Pişmanlığım yetti bana Ahir cihanda affını isterim*Ayrılıkları sevmem ben:Kavuşmak isterimÇok yüzler gördüm burada…
karlar , karlamaya, damdan, ateşe, ateşten, avludaki eşeğe, kar’a bir örtü, serdi, sanki, sanki, çocuk ruhlar, geceden, tak tak, kapıya…
içimde bir yerlerdesin, belki hücremde, belki orta kulakta, bir çekiç, bir örs, çenebaz, belki çenesiz, harfi harfe çarpıp, olmadı bölüp,…
kör desem değil, sağır desem değil, dilsiz desem değil, ne ola ki ! vurdum duymazlığın, bu kadarı, ne ola ki…
asiydim tüm’ce anlamınıza lehçenize , devrilmiş cümlenize arsız kediler ciğeriyle kuyruk sallar utanmaz çocuklar mahcubiyeti duvara asar diliniz dökülür göğüm…