Zavallı, günahkâr mağara adamı çarmıha gerildi
Elleri çivili, ateş üstünde yüreği kavrulmuş
İbrahim’e su taşıyan karınca yolunu kaybetti
Umutlardan mahrum kaldı şimdi
Mağara adamının o yorgun, telaşsız gözleri
Mağaranın sırları yetim kaldı
Dağların göğe ellerini uzatır gibi olduğu asırlık ağaçları
Heybetini hangi kıymet bilmeze bıraktı?
Kim kimi nasıl dinleyecek
Bunca hengâme bunca telaş içinde
Bu yüzden bu kadar sessizdi mağara adamı belki de
Paylaşamadık hayatı bunca ölüm bunca ayrılık içinde
Zavallı, günahkâr mağara adamının bu ilk ölüşü değildi
Zavallı, günahkâr mağara adamının bu ilk çarmıha gerilişi değildi
Abdullah SÖNMEZ
Reklamlar