Çanlar çalıyor, meşhur kanlı giyotin yine iş başında
Hava kapalı, kalabalığın üzerinde kalın sis perdesi
Göz gözü, anne çocuğunu tanımıyor hemen yanı başında
Biraz sonra duyuluyor ölüm mahkûmunun acı iniltisi
Ahali yeniden pazarın orta yerinde tezgâhının başında
Ellerim cebimde, derin bir ah ile dolduruyorum içimi
Hava açıldı, kalın sis perdesi yok oldu başımı kaldırdığımda
Sürüklüyor bir şey adımlarımı kalabalıklar arasından sıyrıla sıyrıla
Birkaç müspet cümle yazma umudu ile zoraki gidiyorum
Şehrin meczubu arkamdan sesleniyor gitme vaktin geldi!
Ölüler ölü kalmalı, yoksa taş yağacak başımıza
Sarıyor bedenimi içimin derinlerinden gelen soğuk bir ürperti
Yürüyorum kimseler görmüyor beni kalabalıklarda
Buradayım diyorum, yalan söylüyor o deli
Kimseler duymuyor beni bu sokaklarda
Ölüm, ellerinin arasına alıyor üşüyen ellerimi
Gözbebeklerim yavaş yavaş kapanıyorken hayata
Ölüm tatlı, derin bir uyku gibi geliyor şimdi
Sevdiklerim birer birer kapatıyorlar kapılarını bana
Tutuyorum ölümün elini, bari sen beni bırakma
Abdullah SÖNMEZ