
ETKİSİZ ELEMAN
Geçmesi gereken o kadar çok şey var ki !
Meselâ zaman ,
Mesela geçmiş, ama dönüp bakıyorsun ki ne zaman geçmiş ne de geçmiş…
Oysa nefes almaya ne çok ihtiyacın var ; Atmosfere de taşınsan kâr etmiyor sırtında nasırlı kamburun büktükçe bükülüyorsun. Sustukça küçülüyor bedenin..
Geçmiş bir türlü geçmiyor,
Tam şurada bir düğüm oluyor,
Dolanıyor nefes aldırmıyor,
Konuşturmuyor,
Sinsi bir ok saplanıp kalıyor boğazına…
Yakıtı mutluluk olan bir oyun icat etmişler,
Sarılsan yakacak, bırakırsan rüzgar uzaklara uçuracak.
Bırakma elinden tut sıkı sıkıya…
Yansın bedenin baştan aşağıya…
Kaybedenin tesellisi tenha bir yalnızlık Bu koca dünyada!
Mutlu olduğuna inan! yoksa hiç iç açıcı değil “elimizde kalan dallar”
Ve onca iyi niyetimize rağmen avucumuzda kocaman kocaman “sıfırlar !”
Hani sıfır etkisiz elemandı?
Madem öyle;
Hayatımızda nasıl bu denli etki edip hayal kırıklığı yaşatıyor gözümüz de sıfırlananlar…
Geçmişin çelmesine takılan kifayetsiz anılar…