Beyazlar içinde bir melek, beyaz atlı prensini bekleyen bir prenses. Umudu uçurum ucunda intihar eşliğinde savaş sürgünü bir kadın. Mürekkepler tükeniyor, sayfalar çöpe gidiyor. Dünler bugün gibi, bugünler yarın olacak hissiyle saatlerin geçmesini bekliyorum. Yaşanmışlıklar artık sadece yaşananlar kısmında kalıyor. Bugün yeni bir sayfaya ilk imzamızı atacağız. Unutulmaz bir aşka, tohumlar ekeceğiz. Dakikalar artık kavuşmanın üzerinde ilerliyor. Zaman geçtikçe heyecanım artıyor. Kapının çalmasını ve gözlerinde nefes aldığım adamı görmek istiyorum. Tam o sırada kapı çaldı kalbimin atışları dışardan duyulurdu. Gözleri doldu bir kaç damla yaşını olduğu yerde akıttıktan sonra sarıldı kokusunu bir daha hiç alamayacakmış gibi içime çekmeye başladım. Gönlümün sevinci bir ömre yetecek gibiydi. Kara bulutlar artık çok uzakta kalmıştı. Ellerimde tuttuğum çiçekleri öyle sıkıyordum ki dallarından kırılma sesi yükseliyordu. Ben bu sefer kaybetmek değil kazanmak istiyordum. Hayatımız birleşti bugün, alkışlar eşliğinde salondan ayrıldık. Artık Her şey geride kalmıştı, evimize doğru ilerlemeye başladık. Hâlâ onunla artık aynı evde, aynı yatakta yapacağıma inanmakta güç çekiyordum. Gecenin yorgunluğu sabaha da yansıyordu, yataktan kalkmak hiç bu kadar zor olmamış olsa gerek kafam kalkmıyordu. Elimi sağ tarafıma attığımda yatakta tek olduğunu fark ettim. Bir korku sarmıştı içimi, kaybetme korkusu, terk edilme korkusuydu bu, kalbim hızlanmaya başlarken bir yandan da bağırıyordum. Bir karşılık alamadım, seslenişlerim boşa gidiyordu. Koşarak mutfağa kendimi attığımda güzel bir kahvaltı masası ile karşılaştım. Kendimi sandalyeye atıp nefes alıp vermeye başladığımda çiçekli vazonun önünde dikili beyaz bir kağıt parçası gözüme ilişti. Artık korkmuyordum, markete inmiş olabileceği düşüncesi sarmıştı dört bir yanımı, bir bardak su içtikten sonra mektuba uzandım. titrek ellerimle açmaya çalışıyordum. ‘ Sevdiğim kadın, seninle bir ömür yaşamak, her sabah güzelliğinle günümü aydınlatmak tabii ki en istediğim şeylerden bir tanesiydi ama ben geçmişini unutamıyorum. Seni ne zaman görsem, sevdayla gözlerime baksan ben hep o adamın sana yaptıklarını hatırlıyorum. Bu şekilde bir ömür nasıl yaşayacağımı bilmiyorum. Bu yüzden gidiyorum. Madem öyleydi neden evlendin de ilk sabahında gittin deme, ben sevgimizle aşarız sandım ama olmadı. Özür dilerim. Ölene dek seni seveceğim…’ Acı bir gerçek vardı o da ne kadar severseniz sevin sevgi hiç bir şeyin üstesinden gelemezdi. Bir yuva kurmak ve yıkmak bir erkek için ne kadar da kolay, oysa bir kadın evlenip boşandığında sözler imalar insanlar hiçbir zaman susmuyordu. Senelerdir hayalini kurduğum o eve sevdiğim adamla girmiş ona olan hasretimse 1 günde son buluvermişti. Bundan sonrasını nasıl devam edeceğimi bende hiç bilmiyorum. Ailem de bu saatten sonra beni kabul eder miydi onu da bilmiyorum. Bu ihaneti hak etmiş miydim? Üzüldüğüm şey zamanım değil, duyacağım laflar hiç değil sadece seni bir daha göremeyecek olmam beni paramparça etti. Yaşattığın acının tadı hala damağımda, yüreğimde, kalbimde…
ölü postacı