Bence ileriye bakmalıyız, eksiğimiz, yapamadığımız, istenileni sunamadığımızın çözümüne odaklanmalıyız. Dünya da başka Ağrı dağı, başka Aras nehri, (karayolu açılırsa dört olacak inşallah) üç ülkeye direk sınırı olan ve aynı gün üç ülkeyi gezebilecek il başka var mı? Dört mevsimi yaşayabileceğiniz başka Iğdır var mı? İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü de kendi çapında tanıtım yapmaya çalışmıştır, yeterli olmayabilir, beklentileri karşılamaya bilir, bütçeyle alakalı işler olduğundan yetişemeye bilir. Yani bizler ilimizi tanıtmak için bir afiş, bir duvar resmi alıp asamayacak kadar yoksul muyuz, yoksa aciz miyiz? Çöpleri yerlere atacak kadar bilgisiz, ağacı kıracak kadar görgüsüz, sokak hayvanlarına zarar verecek kadar gaddar mıyız? Hasankeyf yerine Karakale harabelerini, Boğaz manzarası yerine Balıklı gölün resmini, Alplerin yerine Ağrı dağlarının resimlerini asabiliriz. Bereketi simgeleyen Nuh’un gemisinde kurtulanların Ağrı Dağından dünyaya yayılışını gösterir resimler asabiliriz işyerimize. Her Iğdır seveni, sevdalılarımızı, yazar, şair, ozan, romancı, sanatçı, kültür adına faaliyet yapanı, sporcuyu onore etmeli, tanıtıma teşvik etmeliyiz. Dağcılık sporları yapanlar, bisiklet sporları yapanlar, kilim dokuyarak tanıtanlar, folklor öğreterek kültürümüzü yaşatmamıza katkıda bulunanlar hakeza. Coşkun kardeşimizin ve destekleyen Iğdır sevdalılarının çabası ile oluşan sanat sokağı ufkumuzu açmamıza vesile olmuştur, olmaya devam edecektir. Her Iğdırlı ürettiği malzemeye mutlaka etiket yapıştırmalı Iğdır ismini telaffuz etmelidir. Yazılı, görsel Medyada kim bir satır Ağrı dağı, Iğdır ili, Aras nehri gibi tanıtıcı şiir, yazı, haber, roman, makale vd. yazmışsa dudak bükmek yerine takdir ve teşekkür etmeliyiz. Unutmayalım ki yıllarca Iğdır basınında çıkan Iğdır il olmak istiyor mücadelesinin semeresini belki 30 yıl sonra aldık.. Emir Şıktaş
