‘’Adını gizleyeceğim sen de bilme Lavinia…’’(Ö. Asaf) Bir susku geçirdim üzerimeÜzengisi idi şehrin bestelediğim her güfteAşkın da kamçısı kanamalı yüreğimin duacısıBir şiir ve bir nükteİlhamın kaldığı vardiyasıBaş şehri ölüm olan bir şehirde Dikilesi bir ruhtu benimkiDiklemesine sapladığım hüzün yüklüHeybemden sökün eden alacalı düşlerMevsimin ve aşkın da bakiyesiYüz görümü bir şiir daha dikilesiNe de olsa tek dikili taşımdı şiir ve sevgi Gecenin cebbar gölgesine sokuldum:Anne kokan bir iklimdi ve ben sevmeye mecburdumGünü sevmediğim çünkü gün ışığındaGizlenemediğim kadar da yorgundumElde olmadan geceyi bekledim Hatırşinas yüreğimMeczup bir dervişin zikrine denk düşenAh, ne de çok fikrim vardı yitik düşenYalnızlığın merhalesinde bir arpa boyu yol almadığımAşikâr ölümle seviştiğimNazenin bir sevdanın iz düşümüÖykündüğümse sürtük bir gündü… Hani, hani, yaşama sevincime denk düşenZamanlardan ayrı düşmüştüm mademMatemiyle sevişen mahrem bir yürektimYürek yemişlere kafa tutanBir isyanın da bekasıBir rengin daha karanlık tarafından istilası Devrik cümleler vardı öncemdeDevirdiğim putlar ve potlarDöngünün da kapılmışken rehavetineAnne kokan her buseAnne ikliminde seken her heceBir hışımla üstüne yürüdüğüm kadereVeryansın ettiğim kadar Ütülü bir gömlek gibiÜnsüz bir ünlü gibiDevşirmenler ve Arap BacıDünde saklı nice YeniçeriKazan kaldıran top yekûn isyandaBir minvalde tutuştuğum kadarYarama merhem olan şiirVe nicesi söylenmemişken de henüz son sözHikâyesi bellediğim şiire attığım bir çalım dahaVadesi dolmadan ömrünMiadı dolan bir köprününAyağına takılı pranga gibi Ve de o çelenkAşkın na’şına giydirdiğim yelekAşikârAşktım benAşikâr özlemle yoğurduğum rütbemAzımsandığım kadarAzmettiren elbet kederİhtimamla üstüne serili bir masada saklı kayda değerMademki yürekten arda kalan o son zerreO halde, duygular fora İhlali gününİdamesi ömrünİdam sehpamda ettiğim o son kahvaltıBeylik değil beynamaz hiç değilBeti benzi atan bir faniMademki âşık olmuştum celladımaKim tutar beni kim tutar?