Loading

Sembolik Etkileşimcilik Yaklaşımı

Sembolik etkileşim yaklaşımının oluşumunda George Herbert Mead’in büyük bir rolü vardır. ABD’de ortaya çıkmış olup, sosyolojide mikro yaklaşımların öne çıkmasında öncü rol oynamıştır. Emile Durkheim ve Talcont Parsons’ın işlevselci teorileri toplumu kendine ait bağımsız bir hayata sahip organik ve yapılaşmış bir varlık olarak alırken, bilimsel Marksizm sınıf mücadelesini toplumsal değişme analizinin merkezine yerleştirir. Sembolik etkileşimcilik, aksine toplumun mikro boyutlarına, gündelik yaşantılarımızda düzen ve anlamı nasıl yarattıklarına odaklanır. Klasik sosyologların kullandıkları bilimsel yaklaşımı reddeden bu sosyolojik perspektif, toplumu içerden analiz eder ve belirli bir durum veya yaşam biçimiyle ilgili, insanları güdüleyen temel faktörleri görmeye çalışır. Semboller kendi başlarına anlamları olmayıp, belirli bir toplumsal yapı içerisinde anlam kazanan şeylerdir. Kendi başına anlamı olmayan el hareketlerinin farklı toplumlarda değişik anlamlar kazanması, belirli işaret ve renklerin trafiği düzenlemesi, bir ıslığın haberleşme aracı olması, kıyafet üzerindeki bir işaretin o kıyafeti üreten firma hakkında fikir vermesi, sembollere birer örnektir. Örneğin tik işareti gördüğümüzde bu ürünün Nike olduğuna karar verebilmemiz sembollerin insanlarda markalaştırma algısı yarattığının bir kanıtıdır.

Konuşma: Bir kültürde seslerin anlam kazanmasıdır. Toplumdan topluma farklılık gösterir. Türkçede bize anlam ifade eden sözlerin bir Japon ya da İtalyan için hiçbir anlamı yoktur.

Yazı: Kendi başına anlamı olmayan harflerin bir araya gelerek bir grupta anlam kazanması ve o gruptaki ilişkilerin devamlılığını sağlamasıdır. Kelimelerin anlamı da toplumdan topluma farklılık gösterir. Ahlak, özgürlük, adalet vb. kelimelerin bir Türk, İran’lı ya da Kanadalı için ifade ettiği anlamlar farklıdır.

Beden Dili: Beden hareketleri de her toplumda farklı anlamları olan sembollerdir. Bu bağlamda ayak ayak üstüne atılması, selamlaşma tarzları, yüz ifadeleri, jestler, mimikler farklı gruplarda farklı anlamlar ifade eder.

İşaretler:  Kendi başına anlamı olmayan renklerin trafik kurallarını düzenlemesi, beyaz rengin masumiyeti simgelemesi ve evlilik törenlerinde tercih edilmesi, tabelalara yapılan işaretlerin toplumsal anlam kazanarak hayatın akışını yönlendirmesi birkaç örnek olarak verilebilir. Sembollerin önemli bir özelliği kendi başlarına anlamları olmayıp, anlamlarını etkileşimde bulunulan insanlardan almasıdır. Sembollerin anlamı konusunda o toplumsal yapıda yaşayanların ortak fikirleri bulunmaktadır. Bu bağlamda semboller farklı sözel konuşmalarla, vücut dili ve işaretlerle o toplum içerisindeki devamlılığı sağlar. Sembollerin anlamı kültürden kültüre farklılıklar gösterir.

Yazan: Meltem Arca

Reklamlar

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: