
Yaşantılar insana hep bir şeyler öğretir. Hep bir şeyler fısıldar. Hissettiğimiz her duygunun bir sebebi, bize öğretmek istediği bir şeyler var. Bizde ortaya çıkan her duygu aslında dengelenmesi gereken duygulardır. İç huzur bu dengenin sağlanmasıyla ortaya çıkar. Ama asıl soru şu ki insan duygularının dengelenmesini gerçekten istiyor mu? Belki kim istemez ki huzurlu olmak, dengede olmak diye sorarız.
İstemez. Çünkü alışmış bir defa duygularını doruklarda yaşamaya ya da tamamen hissizken yaşadığı o en dipte benim deyip kurban rolüne bürünmeye. Mevcut duygu durumuna alışan birinin kolay kolay değiştirmek isteyebileceği bir durum değil bu. Çoğu zaman bunların farkında bile değildir insan.
Süreç bazen şu şekilde başlar. Bir değişim sürecine girdiğini fark eder. Duygusal olarak dengelenmek ister, bunun için çaba harcamaya başlar ama içten içe mevcut ruh halini kaybetmekten korkar. Bu bir nevi ruhu konfor alanından çıkarmaktır çünkü.
Her konfor alanını terk etmek insana güzel bir değişimle beraber müthiş bir korku da yaşatır. Çevre kaynaklı oluşturduğumuz konfor alanından çıkmak ruhumuza oluşturduğumuz konfor alanından çıkmaktan daha kolaydır.
Yaşadığın yeri değiştirmek, hayatından birini çıkarmak, hayatına yeni şeyler almak mevcut konfor alanından insanı çıkardığında biraz da yaşanılan değişimin getirdiği mecburi değişimlerle adapte olmak daha kolay hale geliyor. Ama söz konusu ruhu konfor alanından çıkarmak olunca işler daha karmaşıklaşıyor. Çünkü çoğu zaman ruhumuzun, duygularımızdan kaynaklı bir konfor alanı olduğunu bile fark etmiyoruz. Fark etmediğimiz şeyi bir şeyi önce fark edip sonra değiştirme kararı almak her açıdan sancılı bir durum. Değiştirme kararı aldık varsayalım. Ruhu başka bir yere götüremez insan, değiştiremez, görmezden gelemez, uzaklaştıramaz. Yapılabilecek tek şey ruhunda fark edilenlerle yüzleşmek. Değişimin tüm sancısını çekmek…
Müthiş bir cesaret ve beraberinde müthiş bir korku getiriyor bu değişme kararı. Bir şekilde cesaret edebiliyor da insan ama ya yaşayacağı korku?
Dönüp sormalı kendine insan. Yaşayacağım korkuyla başa çıkabilir miyim diye. Dengeye geleyim derken tamamen dengeyi de kaybedebilir çünkü.
İnsan hayatıyla ilgili en önemli karar bu karar olsa gerek. Önceki halinden sonrası devrim olan bir karar…