En nihayetinde savurduklarının kıymığı batacak yüreğine, ellerine depremler birikecek,yüzüne soluk,soğuk ve zifiri bir hava çökecek,aynalar düşmanın olacak, baktığın her yerde mezar taşını göreceksin ama ölmeyeceksin sen,ömrünün her dakikasında içinden çıkılmaz bir dert yumağı öreceksin,notalar kulağını işgal edecek,kan akacak içine mumları üflemeye nefesin yetmeyecek dilek tutmak için bile her göz kırpışında cehennemler saliselikte olsa göz kapaklarında film olacak,hep izleyeceksin ama hiç bitmeyecek,unutacaksın her şeyi yani unutmuş gibi yaşayacaksın ama yüzüne çarpacak kaldırım taşları,bomboş yollarda bizi göreceksin,ben bilirim o acıyı en derininden hissedeceksin dünyan titreyecek sen donup kalmışken,o keskinliği bitirebilmek için kendini ateşlere atmak isteyeceksin ama ne yürüyebileceksin ne de olduğun yerde durabileceksin,sen sen olmaktan çıkacak bez bir bebeğe dönüşeceksin,yıllar geçecek o dakika içinde sen gidip geleceksin uyandığında hiç kimseyi tanımayacak olduğun yeri sivri bir dille yargılayacaksın olmadığımı fark edeceksin gün ışığında karanlığın en sert tonuyla baş başa kalacaksın…Dindirmeyecek en güzel dilekler,acın taze ve hep seninle yaşayacak,bütün suretler savaş meydanın olacak ve herkesle ben savaşı vereceksin, takati olmayan kollarının bedenini çarmıha gerdiğini bilecek ve sadece gözlerinle savaşabileceksin,itiraf edemediğin gerçeklerin ve bizli fotoğraflarda gördüklerin seni gece yarılarına hapsedecek,namzetinin ıssızlığı ameliyat masasına dönüşen yatağında kalbini paramparça edecek vaziyete dönüşecek,ben kahredeceğim seninle ve sensiz bütün günlere,bütün gücünle doğrulmak ve seni benden ayıranların kapısına dayanmak isteyeceksin,içinin hareketliliği bedeninin hareketsizliğine galip gelemeyecek o an anlayacaksın doğum gününde kendini öldürdüğünü…Ahh edeceksin kendine,lanet getireceksin her şeyine,dilin bir sana çözülecek bir kendinle sesli kavgalar edebileceksin,darmadağın olan gönül aleminin cesedine ağır geldiğini attığın her adımda yığılmamak için yanındaki hayaletimin elini tutmaya çalıştığında fark edeceksin,küçülecek dünyan her yere sanki daha önce oradaymışsın gibi gideceksin,attığın her adımda bize kavuşacak her adımda bizden uzaklaşacaksın,yedi sekiz tane sıralı yangın ve birbirine sırt sırta bakan yüzü düşmüş iki insan göreceksinNereden başlayacaksın, beni silebilmek için o şehri kaç defa kendi içinde yıkacak kaç defa daha cefanı katmerleştirip yaşayabileceksin,bir kıvılcımın yangınımı tutuşturmasına nasıl mani olacaksın,beni sana sormadıkları halde her soruya ben cevabını verdiğinde,sihire bulanmış gibi onu bana sormayın diyebilecek misin benden öğrendiğin sevginin hasreti yüreğini vurduğunda ne yapabileceksin cevabı bende olan soruların diline diken olmasına nasıl göğüs gereceksin,kanepeler de bile anımsayacağın sözlerimi hangi tonda dinleteceksin kendine, ezilip nefesin kesilirse yeşil denizim dediğin gözlerimi yad edersen boğulmayacak mısın,evet yıldızlar kayacak gökyüzünde ama ölüm dilekleri dışında dizlerimin dibine gömülmek istediğini mırıldanacaksın,ne dedin duymadık diyenlerin silueti masallardan fırlamış canavarların yüzü gibi görünecek sana,etrafına olan nefretin zehirleyecek seni ilacın olacak ben senden uzakta azar azar ölüyor olacağım ama sen çok öleceksin en diri halinle…doğum günün haram olsun 🌹🌻#ÜstadsızŞair