Loading

İn cin top oynuyor. Kaldırım kenarına sıra sıra, özenle eşit mesafede yerleştirilmiş sarı ışıklı, bir yanıp bir sönen lambalar; gerilim filmlerindeki kapı gıcırtısı gibi ürpertiyor insanı.

Meltem desem değil rüzgâr desem değil fırtına hiç değil; inişli çıkışlı ruh halleri gibi dengemi bozuyor hava.

Haberlerde çıktı geçenlerde, iklim bozuluyormuş günden güne, öyle diyordu boya küpüne banılmış suratlı bir bayan spiker. Değil birkaç ayda, bir günde dört mevsim yaşayacağımız zamanlar yakınmış.

Durağa yaklaştım sayılır. Koştur koştur yürümekten nefesim daralıyor. Yetişemeyeceğim diye endişelenmekten terleyen alnıma, göğün histerik esintisi üfledikçe soğuk alacağımdan ve bir ay boyunca yataktan çıkamayabileceğimden korkuyorum. İhtimali bile burnumu, her an hapşıracakmışım hissiyle gıdıklamaya yetiyor.

Geldim. Durak bomboş. Kimsecikler yok. Tramvay henüz gelmemiş. Her zamanki gibi. Yine! Yine ya geç kaldım ya erken geldim. İnsan bir defa olsun vaktini tutturamaz mı yahu?! Yok işte, beklemek düştü yine bahtımıza.

Hiç olmazsa iki çift lafın belini kıracağımız bir hayal olsaydı şu bankta oturan, benim gibi. Yoldaş olurduk ne güzel. Ne kadar beklesek de bir türlü gelmeyen şu adına sıfat bulamadığım tramvayın arkasından iki mısra şiir atar, yarım asırlık yaşam tutardık susuz denizde balık gibi.

Çölde serap, su gelirmiş insana…

Yordu efkâr. Lafı değiştiresim var.

“kırmızı baalık çöölde
Kavrula kavrula geeziiyor
Bedevii aadam geeliiyor

(Şarkı Sözünü yazan: Musa Karabörk)

Reklamlar

By FATMA ZEHRA AKYİĞİT

1995 Osmaniye/Kadirli doğumlu. Atatürk Üniversitesi İlahiyat ön lisans mezunu. Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Bişnev Dergi'de yönetici/sosyal medya ve reklam sorumlusu/tasarımcı/editör/yazar/şair/çizer. Muhtelif dergilerde yazar/şair. GÖKYÜZÜ TOPRAK KOKAR isimli eserini yazıyor.

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: