Loading

Size garip bir huyumu söyleyeyim mi? Ben, kendi kendime konuşuyorum.

Vallahi.

Savaşları konuşuyorum mesela.

Vahşeti konuşuyorum.

Kahroluyorum yine kendi içimde.

Düşünüyorum ve konuşuyorum.

İlk çağ bizden daha medeni gibi geliyor diyorum. En azından kavgalar taşla, sopayla ya da tahtayla yapılıyor. Bir gövde gösterisi yapılıyorsa şayet er meydanında mertçe gövde gösterisi yapılıyor ve eşit fiziksel güçle savaşılıyor.  ‘’Modern’’ olarak geçinen toplumlar yani bizler mi? Biz bombaların arkasına sığınan zavallılarız. Darbelerin arkasına sığınıyoruz. Hani derler ya’’ silah çıktı mertlik bozuldu.’’ Namert bir yüzyılda yaşıyoruz. Silahların arkasına saklanıp çocuğun gözü önünde annesini babasını öldürüyoruz ya da savaş ganimeti adı altında annesinin babasının gözü önünde evladına tecavüz ediyoruz. ‘’Bir’’ olandan geliyoruz ve bu yüzyılda ‘’bir’’likte yaşıyoruz. Bu ayıp hepimizin. Fiziki olarak orada bu eylemleri gerçekleştirmiyor olsak da görüyoruz, susuyoruz.

Yok, deli değilim. Deli bile olamayacak insan artıklarının dedikodusunu yapıyorum kendi içimde.

Hatta ne konuşuyorum biliyor musunuz?

Tankları, topları, ağır silahları, bombaları, kimyasal gazları, askeri donanmayı alsınlar bunların ellerinden. Savaşı koordine edenler çok mu çarpışmak istiyorlar? Atın bunları dımdızlak, tek bir canlının uğramadığı bir yere orada yesinler birbirlerini. Yeter ki ölü sayılarıyla övünmeyi bıraksınlar. Yeter ki savaş ganimeti adı altında tecavüz etmeye tövbe etsinler ve yeter ki çocukların üzerinden çeksinler o kirli ellerini.

Bıktık. Bıktık. Bıktık.

Sert mi oldu? Olsun. Kurşunlar, ağır ve sert silahlar masum sivillerin içinden geçerken bu cümlelerimi yumuşatmayacağım. Çünkü bu deli bile olamayacak vahşilerin hırsları, kibirleri yüzünden her gün hayvanların bile kendi türüne yapmadığı vahşeti görmekten yoruldum. Ben, yoruldum diyorum ancak ‘’Bu vahşeti yaşayanlar ne halde?’’  Diye düşününce yorulmaya hakkımın olmadığını anlıyorum.

O yüzden yazıyorum.

Hz. İbrahim’i ağzındaki su ile ateşe yaklaşıp kurtarmaya çalışan karınca misali…

Ve seslenmek, yalvarmak istiyorum.

Ey Deccal! Göstereceksen göster artık yüzünü…

Ey Mesih! Geldiysen sen de göster yüzünü…

Ey İsrafil! Ne zaman üfleyeceksin Sûr’a?

Ve Ey güzel kıyamet! Ne zaman kopacaksın tüm ihtişamınla?

Yüreğim yanıyor Allah’ım.  Sen yardım eyle…

Reklamlar

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: