Olmadı,olduramadık bazı şeyleri,olsun böyle olması da bize iyi geldi sanki öyle değil mi? Bu bir veda ve yarına bir merhaba mektubu,bu bir bitişin başlangıcı bir masaldan çıkış imzasıdır. Sonları saymadım,içimdeki kıyametin enkazını hep görmezden geldim,ben geldim sen gelemedin. Evet gelemedin,çok gelmek istedin, bana gelmenin bütün yollarını denedin,şahidim. Ama olmadı,yara aldık,yaralandık,yolda kaldık geçmiş yıllarda kaldı ahımız,anımız,acımız ve sevdamız. Ben yoruldum omuzlarıma ağır geliyor ağıtlarım belki değmiyor kulaklarına ama ben çok bağırdım,kurudu boğazım,kısıldı sesim,sıkamıyorum yumruğumu,ayaktayım ama yıkıldı içim,gözlerimi hüzün sardı,içten bir tebessüm artık uğramıyor yüzüme,yıkılmadım demekle de olmuyor suçun yoktu ispatlı olsa bile seni suçlamadan konuşamıyorum ama yine de sana kızgın değilim, ben sadece çok üzüldüm,yazdık çizdim anlattım ama sızmadı yüreğine sızlamadı için sen bir duvar gibi hissizleştin sormadın beni merak etmedin hatta silmemiş gibi bile hayatına devam ettin hiç olmamışım gibi,hatıralarını unutan insan ölmüş demektir biliyorsun değil mi? Dertsiz bir nefes çekmedim içime,içime resmettiğim seni sana rağmen silemedim ben defalarca yutkundum sen gözlerini bir gece bile bana yummadın,unuttun bizi. Bana ağır gelen senin yabancılığın,yine gidebilirdin yine inşa ettiğimiz bizi yıkabilirdin,yakabilirdin ama böyle değil,bu değildi bunun çözümü,silinebilecek biz izi sen yüreğime,gönlüme kazıttın,kanattın beni ellerinle,ben başkasını umursuyor muyum sandın,başkasını dinler miyim sandın,ben senin ağzından dökülen cümlelere pür dikkatim,kelimeler arasında duraksadığın nefes alışverişlerine bile anlam yükleyip hiç söylemediğin başka bir cümleyi cümlenden türetiyordum,yazdığın mesajların büyük küçük harflerine,virgülüne,noktasına boşluğuna subliminal mesajlar yüklüyordum,ben senin beni vurmana öldüm ben seninle öldüm bunu nasıl görmedin….
Bak bizde bittik,kokusu değişti çiçeklerin,konusu sevda olsa da dolduramadık bizle sayfaları ve her İhanetin hikayesi de yazılmıyor.Bana daha önce kullanılmamış bakışlarını,göz değmemiş gülüşlerini ve bir daha kuramayacağın cümleleri hediye etmiştin,herkes gibi değildik herkes gibi ölmeyişimizden de belli değil mi?Hep koştum ben dinlenmeden, kendimi dinlemeden,yürüdüğüm yolların süsleri olan güzelliklerini göremeden,sen bu denizden okyanusa çıkış rotamdan sanki,ben bütün acıları,ayrılıkları ve geride kalmaları yaşadığımı,şaşırabileceğim,sarsılabileceğim bir aksiyon kalmadığını sanırdım.Tevafukların aramızda köprü olması,ihtimali olmayan ihtimaller zinciri ile sandalımın uğrayacağın limana demirlenmesi kitaplarda okuduğumuz sevdanın bir benzeri hatta daha ötesi bir sevgi yoğunluğunun bizi mutlu edebileceğini düşünmeye ve bunu düşlemeye sürüklemişti.
Biz yenildik bize,öldürdü beni kelimelerin,yiğitler mermi ile düşmez ama dil sürükler sarsılmayan bedeni…Şimdi kalksam ayağa tuzakların tutacak,suretinden yüreğini görmek istesem sıradanlaşmış cümlelerin vuracak beni,gül bahçesi bildiğim senin her zerreni koklamak istesem ilk sen öldüreceksin hislerimi,yüreğin yüreğime nadan,alıp gitsem başımı müteşekkir havası vücut bulur sende,sızımı ıssız bırakmak kârın gibi,sen sana revan olana düşman gibisin,kanattın parmak uçlarımı ve bütün gözelerden kan akıyor selameti korkular kapladı bu şehir gözlerinin kıyamet sahnesi .
Evet ben gidiyorum. Sevgisiz duvara dönüşecek bedeninden alacaklı olmadan,ellerin ellerimsiz hiç olacağını ve senin bensiz bir korkuluğa dönüşeceğini bile bile gidiyorum,sen gönlümün kelebeklerinin uçuştuğu Gülzar-ı Gülistan’dan soluk soğuk ıssız insan çöplüğüne Ram olmak istedin.
İyileştiren bir tarafının olduğu gibi yaralayan bir tarafında vardı.Sen zihnimde beni kendini düşündürtmeyi perçinlerken ve biraz kanatırken aynı zamanda yanık olan tarafıma üflemeye çalışıyordun…Sen kitabın ortası gibiyin ağır betimlemelerin var takip etmekte zorlandığım ama aynı zamanda peşinden sürüklenmekten kendimi alamadığım bir cümleler hazinesiydin.Yürüdüğümü biliyorum,yorulduğumu görüyorum, yolun kenarında değişken floradan da anlıyorum bir mesafe kat ediyorum ama senin durduğun yer ile benim aramdaki uzaklık değişmiyor. Senin adın bu filmin tamamı,biliyorum sevda şahikasına gidilen yolda, yolda kalmayacağım çünkü biliyorum ki nerede biterse bitsin sana gelmenin mutluluğu, mutlulukların zirvesi olacağını.Toplanıp bir beste yazmaya karar verseler eksik kalacak zengin notalarla donatsalar bile,çünkü gözlerinin hükmetmetdiği her bestenin ezgisi kulağı kanatacak,sen kulağa hoş gelecek ve ruhu dinlendirecek bütün tılsımların membaısın.Bir sevgiyi hor kullanmak ancak hor yaşayıp ve nankörlüğe alışanlara olağan gelir. İnsan kaç kere sevebilir ya da kaç kere seviyorum diyebilir. Bir sevdayı kurban edebilmek için kaç kişiye ihtiyaç var ya da bir şehri zindana bir ülkeyi siyaha boyamaya kaç yalan,kaç sahtelik,kaç vefasızlık ve kaç yüzsüzlük lazım gelir.İnsanlar insanlardan iyi olduğu için mi kopar yoksa iyi olamadığı için mi?
Nereye dönüp konuşacağız kirlenmemiş bir yüreği maskesiz bir yüzü nerede bulup bu olmadık olanları hangi kelime hangi yüz ifadesi ile anlatacağız….
#ÜstadsızŞair