İlk kaleme alacağım yazının bu olacağını düşünmezdim. Ama içimden gelen bir his beni bu
konuda yazmaya itti. Bende bu konunun yazmaya değer olduğunu hissettim ve kalemi elime
aldım. İlk yazım olduğu için belli başlı noktalara değinmek istiyorum. Öncelikle altını çizerek
belirmek isterim ki herhangi bir konuda uzman falan değilim. Kimseye nasihat verme niyetinde
de değilim, ki zaten o konumda da değilim. Sıradan bir vatandaşım ve sadece yazmak
istiyorum. Çünkü yazmak benim için keyif verici ve son derece anlamlı. Buna ek olarak
insanlara ufak da olsa fayda sağladığımı görmek yaşadığımı hissettiriyor. Eninde sonunda
yapacaktım bugüne nasip oldu. Hadi başlayalım.
Hayatımızı düşünelim. Kaç yaşında olduğumuz, hangi durumda veya hangi konumda
olduğumuz önemli değil. Gözlerimizi kapayalım, sırtımızı geriye yaslayalım ve hayatımızı
düşünelim. Her birimizin hayatında iyi ve kötü birçok tecrübe, birçok anı mevcuttur. Örnek
vermek gerekirse; çocukluğumuzdaki korkup annemize sarıldığımızdaki hissettiğimiz o güven
hissi, babamızın bize ilk oyuncağımızı aldığındaki mutluluk, yakınlık kurduğumuz insanlarla
yaşadığımız güzel vakitler ve belki de hayal kırıklıklarımız… ve daha niceleri. Geçmişe dönüp
baktığımızda bunlardan bazıları vardır ki diğerlerinin aralarında iyi kötü fark etmeksizin kendini
belli eder. O noktalara bir bakalım. Ne görüyoruz? Bizde iyi veya kötü izler bıraktığını,
hayatımızı belli bir yönden başka bir yöne çevirdiğini, belki de şuan ki olduğumuz insan
olmamızdaki en büyük etkeni görebiliriz. Bunlar herkes için farklı olabilir. Ortak olan ise bu
noktaların bizim üzerimizde bıraktığı büyük etkilerdir. Ayak basmak istediğim konu da tam
olarak bu. Bunlar hayatımızdaki dönüm noktalarıdır.
Dünyanın ne denli değişim geçirdiği, kazançların yanında bir o kadar kayıpların da çok olduğu
şu zor günlerde bu noktaların farkına varabilmek için kendimizi tanımalıyız. Kendimizi insani
olarak geliştirmeye ve korumaya yönelik olacak şekilde bilgilerle beslemeliyiz. Kişiliğimizi
bilmeli ve o yönde hareket etmeliyiz. Birçok değerler sisteminin anlamını kaybettiği bu çağda,
mücadele etmeli ve ayakta kalmak için temeli sağlam atmalıyız. Hayatımızı geçici hevesler,
hazlar, hırslar karmaşası üzerine değil değerler sistemi üzerine kurmalıyız. Çünkü insanı ayakta
tutan değerleridir. Hayatımıza anlam katmalıyız.
Her ne kadar teknolojinin de etkisiyle dünya hızla her geçen gün değişse de insan anlam arayan
bir varlıktır. Hayattan kopmamak, yolumuzu kaybetmemek için kendimizi bilmeli, anlamlı bir
hayat yaşamalı ve bu dönüm noktaları diye adlandırdığımız seçimlerimizi ince eleyip sık
dokumalıyız. Hayat bizim hayatımız. Değerini bilmeli ve sahip çıkmalıyız. Son olarak
unutmamalıyız ki biz hayatımıza değer vermez, sahip çıkmaz isek kimse gelip bizim için bu
sorumluluğu üstlenmeyecek.
Ali Fuat AYAZ