
“Mutluluk hayat damarlarından akan kan gibidir der.”
Sonra ekler, insanlara ne kadar yaranmaya çalışsan da çalış yine yaranılmadığını öğreneceksin. Göreceksin hayattan, insanlar seni kullandığı, sende insan bana iyilik yaptığını sanırsın ama, aslında kandırıldığını farkına sonra varacaksın. Evet insanlar; insan değişik, değişiktir, kimisi canını almadan seni bırakmazlar, kimisi inceden inceye seni yer bitirirler. Ama sonuçta insandır. Herkesi kendin gibi bilirsin, kimi insanlarla sohbet ortamında bir şeyler anlatsan, seni hayatın sillesini yemedin sadece kendileri yemiştir, öyle havalar… Dır ki! Öyle insanlar konuşmak bile istemezsin, huzuru bulmak için, onlarla konuşmazsın bile, hatta yolunu bile değiştirmek istersin. Yani insanlar işte! İşte işte işte…. Kelimelerini, cevaplarını bulamadan ömrümü tamamlayıp, bu dünyadan göçeceğim, sonra, bir kelebek ve kuş misali, burnu kaf dağının ardından aşmış insanların hallerini, acınacak durumlarını seyredersin…. Seyredersin. Çok kelime kurdum di mi? Hay aksi, kelimelerim inceden iğneleme değil di ama, bazı insanlar incinmiştir. İncitilmiştir. Yazık olan insanlar; sıradanlaşan insanlar, sıradanlaşan hayaller ve hayatlardır. Yani bütün meselemiz biz insanlardır.
“Sözlerimi burada tamamlarken, hayallerinizi ve hayatlarınızı kimseye ipotek altına almayın, aldırmayın.”
Sağlıcakla kalın. Sevgiyle saygıyla selametle kalmanız dileğimle.
