GÖK YANAR, ŞİMŞEKLER KAYNAR
oda, odanın içinde, iç, için içinde, duvar, duvarın üstüne, camda, camın güzeli, benzeri, dalın bülbülü, yarin, sümbülü, penceresinden, süzülür mazi, kendi, kendine gülümser, kendi, kendine el eder, göz eder, dudakları…
KÜNYE - ben de yazıyorum, diyenler yazdı; biz siziz...
oda, odanın içinde, iç, için içinde, duvar, duvarın üstüne, camda, camın güzeli, benzeri, dalın bülbülü, yarin, sümbülü, penceresinden, süzülür mazi, kendi, kendine gülümser, kendi, kendine el eder, göz eder, dudakları…
Yara da ağlarmış için için kan Anladım içimden akıp giderken Sıcak sıcak dilsel kulaklarımda Bugün çok ağladım ağıl ağıl kan Yarası kapanmaz yaş yürür susmaz Ağıl ağıl şıp şıp yürüdü…
insanın annesi ölür mü ya !!! ölmez ölmez, ölemez, sabahlar küser, güneş şiş gözlerini kara bir gözlüğün ardına saklar, flu ‘dur hayatın penceresi, cam önünde ki boş yağ tenekeleri, solgun…
insan insana kanar, belki bir yalan, tüm doğruları , yeşertmeden yakar, belki tüm doğrularda , alazı sönmüş kibrit çöpü, ne yakar , ne yanar, insan insana kanar, belki, yanar, belki…
bıcır bıcır bir yaşamak düşer, kanat mıydı , yoksa pür telaş mı, bir şey var, bir şey, tam umudu , göğün zembereğine asmışken, kirli esvapları, üç su yıkayıp yıkayıp, güneşe…
değer verme, hatır sorma hep bir sanat ince ince ipler, koptu kopacak belki zamanın zembereği belki baharın, yazın sarı sıcağı belki son baharın, … GÖÇE GÖÇE Reklamlar
Eylül de utanır soldu hissesiYüreğimde ağrıdan bir düş kesesiBulanır yağmurun doğumlu sesiSorgusuz sualsiz gamzesi sisli Sadeden telvesi yürekte düşselYağmur du düşerdi tek damlası selKuşlara isyanım ciğersiz masalYağmurda maziden yağıyor içsel…
söylenmemiş sözlerin ağırlığı, ayaklarımda prangalar gibi, ardım sıra gölgenin gölgesi, yüreğimin fırtınası, iki kaynar , bir taşar, ileğenlerce kirli çamaşır, ne kol, ne ayak, ne tatlı çocuk, ellerine kollarına değmiş,…
veda da sevdaya dahil, öyle ya, en azından, bir hoşçakalın elinden, bir tatlı busenin kıvrımından, bir puslu kirpik devriminden, tutup da güneşi uyandırmakta sevdaya dahil… veda da… öyle ya, olmak…
Bir çocuğu sevdim edası dilde Duygusu köz ciğer bakışı özde Kolları kementten sevdası gözde Bir çocuğu sevdim yürürdü sözde Yandım yandım külden öldüm öldüm can Arşınların yolda özüm kapısız Beklerim…
düş’er dilden dile yaşa’mak, sorgular, bir biri ardına, soluksuza, nefes verir , neydi bu yaşamak, bilemedim, anlayamadım, hiç , adımı diline dolamayanı, kapımın tokmağına el vurmayanı, telefonuna tuşlarımı yazmayanı, aklına…
ne çok ağrı birikmiş yolumun ıssız kaldırımlarında ayağımda sallıyorum bebeler gibi dilimden düştü ağırlıklar gibi ne odası kaldı ne duvarı çerçevesi içersinde yaprak yaprak soldum bir toydum elinde zili belinde…
bu can , sol iç cebini mesken bellemiş, soluğunda, çiçek açar, hep bir hercai menekşe, baharı , güzü de gözlemez, her iki yakada, her iki canda, alaca bir atmaca, şakırdayan…
Dargınım çiçeksiz bitkiler gibiSuskunum güneşsiz sabahlar gibiBir sen vardın benden ücra en dipteSever miydin gizde bilemem içte Hiç mi özlemedin hiç mi anmadınKahveler taştı da közde yanmadınBir sen vardın benden…
Aşk , yüreği rehin almış , her sözün sonu yare varıyor, her iç çekişin sesi yarin adını solur, aşk , aranmaz ,bulunmaz, öyle aniden, öyle kıyılarında , yamacında kulaç atar……
her şeyden biraz olmak, tamamlanmamış tamlamalar gibi gelir, ya da çağrışımı bu, hem kadın , hem erkek olmaktır, ne tam bir kadın, ne tam bir erkek, hepi topu, az bir’az…
evet ölecektim, tüm yaşadığını sananlar gibi, elbet bitecek ti , yalnızlığın tüm kırsalları, yürüyerek bitiremediğim, tüm acıların bitimsiz yolları, sonsuzda ,gök mavi, enginde, deniz turkuaz, ciğerde, orman yeşil, elbet ,…
bölünme, geceden kayan bir yıldızdı, biz anlayamadık… yorgundum, dile harfleri , gül’e renkleri, çalamadım, ay düş’erdi düşten , uykuların gül kokulu, saran , okşayan , kollarından… bölünürdüm, parça pinçik, her…
Bugün sardın beni ıpıslak yağmur tanesinde Dokundum tek tek rakseden aksine Damla damla süzülen yaşlarıma eşlik ettin yağmur tanesinde Dokundun yaralarıma Gülümsedin ardın sıra gökkuşağından baka baka Islandım içimi çeke…
bir çift göz, neler görmek istiyorum, çoğu zaman flu, çoğu zaman çift, net mi ? hiç bir zaman, unuttum, gördüğüm yılları, hani bakarsınız, en ayrıntılı mimik ifadesini, bile görürsünüz ya,…
sokaklarda geceden kalma bir hüzün titrer, aydınlatma durağında, bir soluk veririm, bir çam olurum, bankta bütünü sorgularım, sanki tüm sorgulanan , sorgular da ki, ben, bana , beni bul değilmiş…
Hüzündü gündüzü geceye saranGeceyi gönülden al aya vuranKirpiğim düşüyor düşün peşindenAydan kararırsa günsüz geceler Hayaller vagonlar da hızı düşteAğrıdıkça akar yolu yokuştaKirpiğim düşüyor düşün peşindenAydan kararırsa günsüz geceler Unutulur musun…
inşası mümkün olmayan, çerden çöpten,bir yığınakta, atıl küflü bir ciğerdim, hangi kırığın, koluna girsem, adıma yol olmadan , pul olup maviye , uçuş uçuş, kanat çırpıyor, ben, yağan yağana yağmurlara,…
yaşama sevincinizi , alış veriş merkezin de, koşan, hoplayan, anne , anne diye ağlayan, şımaran çoçukların, boy aynasında, bunu da bunu da, dediği yerde bıraktınız mı ? ben bıraktım, mağazalarda…
Bir sesim varmış hiç kimsesiz çocukBir canım varmış tek nefeste küçükHayaller kurudu yaş’da ufacıkNefesim buharsız say ki kusurcukGeri ver geri ver bana beni ver Umudun da boynu ince kırılırGül bedende…
dil’de susar , gül’de küser, toprağın, vatanı vatanın, toprağı kumuna karışmazsa… Sibel Karagöz Reklamlar
dili lal ,yüreği kör bir ayrılık şarkısı son nakaratı son sözü bir veda busesi mevsimlerin hazan yapraklarında son bahar cama düşen her damlandan denizlerim taştı aktı aktı yağmurlara karıştı ,…
bıraktım artık, düşlerin koynuna kedi gibi kıvrılmayı, bıraktım artık özlemeyi, bıraktım artık, yarınların hayal perdesinde beklemeyi, ben, çoktandır aynada ki yansımama küstüm, bundan sonrası, kim de ne kadarım da kaldı…
kanattan kanata , bir hasret türküsü çalıyor, martılar, süzülüyor, gözlerin gözlere , dilin dişe değmediği , yaralar, bir martı çığlığında, yürekte, zonklar, bu hasret türküsü, martıların süzülmesi, pike yapması ile…
küçük bir kız çocuğu, perdeleri araladı, bir papatyaya , can verir gibi, durmuş zamanı, tam da durduğu yerden, yaşama kurdu, tam on ikiden, tüm acıları, eski gazetelerde külahladı, taze kavrulmuş…
hayat, ne garip, oldum derken, daha başlamamışsın, gezegenler gibi, zifiri karanlıkta, bir nokta, kırık bir nokta, yollar, duraklar istasyonlar, ama hep bir kayıp, insan, bir kayıp mı ? doğuyorsun, sıfırdan,…
kırgınlıklar yol , kaldırımı arnavut yamalı çimentolar dökerim, öyle itina ile , incinmiş, ezilip büzülmüş, kırıklar, mozaik , renk renk , biraz senden, biraz benden, ben, biraz sen olurum, o…
Çiçeğin alı, dişi bir kadın,hayatın balı ,tatlı bir şiir,hele de ahu gözlü yardansa,değme, o yare,çiçeğe, çiçek,dile baldır hayat hanım… Sibel Karagöz Reklamlar
kadınlar, kadınlarımız, eli hamur , eteği çamur, analar , analarımız, ileğenler de,kaynar soda kızlar, kızlarımız, mor menekşe oyalarca, kokusu kekik bir de yar var , hani o, yere göğe koyamadığımız…
Kor ateşler içinde düşlere salanHer damlası zehir zemberek çalanHangi gök MAVİsi hangi renk boyanAh sözler ah gözler aşk yalan yalan Kuşlarda göçebe mevsime dalanHangi limandasın hangi renk kalanEllerimde demet sarıya…
bu kaçıncı, geceye güneşi çalışım, bu kaçıncı, sayamadım, rakamları alt alta , üst üste koyuyorum topluyorum, kahkahalarını çıkartıyorum, göz yaşlarını çarpıyorum, seviyorumları ve bölünüyorum, terkedişlerine ben, senden ayrı yazılmıyorum hiç…