BİR RÜYA
Göründü uzaktan hayalin,gerçeğin arkasından Yakınlaştıkça belirginleşiyordu yalan halin Ve sonunda geldin.. Şaşkın bir ifade ile harap olmuş hâlime Sen ne hale gelmişsin böyle?diye tepki verdin.. Şu köhne hâle beni,getiren sendin…
KÜNYE - ben de yazıyorum, diyenler yazdı; biz siziz...
Göründü uzaktan hayalin,gerçeğin arkasından Yakınlaştıkça belirginleşiyordu yalan halin Ve sonunda geldin.. Şaşkın bir ifade ile harap olmuş hâlime Sen ne hale gelmişsin böyle?diye tepki verdin.. Şu köhne hâle beni,getiren sendin…
her gece her gece göğün mavisine içimin sisine hayaller düşer kırpıp kırpıp aya yıldızlara konar bir bir eklerim uçurtmama göğe dalarım sevdiğimi ararım hangi yıldızın ardında parlar bulamam sevdam gibi…
“Herşey, dört dörtlük olmaz hayatlarımızda. Varsa da sırrı ne? Ben herşeye sahip olan; ne kadının, ne de erkeğin çok mutlu olduğunu görmedim. Bana göre. Bir de, Neye sahip? Dünyaları versen…
Bayağı çok oldu kahveyi yalnız içeli Sahi kaç şekerliydi sevdiğin,iki mi üç mü? Bıraktığın gibi her şey meraklanma Eşyalar düzenli,gönlüm dağınık.. Masamın üstü kirli biraz şiir yazarken sayfalara, senden bahsetmemişim…
bir kahve yudumlarım gözlerinin şekerinden bir film izlerim dizlerinin tebessümünden bir lokma kafiydi çok şey istemedim ki hasreti dağlara değil bana sor gökyüzünü yıldızlara değil bana sor ezber ettim göğün…
Herhangi bir rüzgâr aklını çelse ve çıkıp gelsen Boyun eğsen bütün gururuna,katı inadına.. Atlasan bir taksiye veya bir minibüse Kötü düşünceleri yolda bir yerde indirsen ve saçlarını savura savura,bütün güzelliğini…
– “…savaşmak gerekiyor!” – “…çok sevmekle olmuyor bu işler” – “…söyle sevmen için senin gibi mi olmalıyım” – “…insan birine bir kere geç kalır” – “…yorulmam” – “… sen Zeki…
Sarı Kediydi çocukluğum ayaklarımın arasından süzüldü elmadan şekerdi tadına varamadan düşlü gülüşlü ağzımın kenarından aktı gitti tutamadım yutamadım ellerimin arasından uçtu takvim yapraklarından hızlı koptu yakalayamadığım seneler bugün bir bir…
Çok çabalarsın. Hayata karşı, zamana karşı. Sürekli, Koşarsın! Koşarsın! Koşarsın! Yorulmadan. Dik yokuşlara aldırmadan. Ara sıra, Takılır düşersin. Ellerin, dizlerin parçalanır… Nasıl? Sızım, sızım sızlar… Hangi acının tarifi vardı ki!…
Uzaklık; Seni anlamayan yürekte başlar. Seni duymayan. Seni görmeyen. Burnunun dibinde olsan da. Boşversene! SEN kimseyi mutlu etmeye gelmedin bu dünya’ya. Üzülmeye de. Ruhumuzdan anlamayanlara hep bir beden bol geliriz……
Bana baharı getirir gözlerin. Uçan kuşları, açan çiçekleri getirir. Bana sevdayı getirir gözlerin. Sevmeyi, sevilmeyi, aşkı getirir. Bana ölümü getirir özlemin. Günahı, sevabı, duayı getirir. Bana yaşamayı getirir özlemin. Senin…
Kadın ya da adam ol. Seni sevene kırıcı olma. Kadın ya da adam ol. Seni sevene hayatı zindan etme. Kadın ya da adam ol. Seni seveni çaresiz bırakma. Kadın ya…
Ben HAYAT’ı Bazen; bir çiçeğin pembesinde görürüm. Bazen; bir çocuğun gözlerinde. Bazen; bir ağacın gölgesinde. Bazen; bir yağmur birikintisinde. Bazen; bir evin penceresinde. Bazen; bir sokak lambasında. Bazen; bir sahil…
Bazen; YENİLİRSİN! Yıllara, yollara, insanlara. Bazen; KIRILIRSIN! Vefasızlara, halden anlamayanlara. Bazen; YORULURSUN! Bazen; DAYANIRSIN! Bazen; KAHREDERSİN! Bazen; TÜKENİRSİN! Bazen; KANATLANIRSIN! Bazen; DÜŞERSİN! Bazen; YANARSIN! Bazen; YAKARSIN! Bazen; UMUTLANIRSIN! Bazen; UNUTMALISIN!…
“Ömrü” cahildi. Yaralandı. Yoldaş oldu. Hayatı bilmeden daha. Bahardan göçtü kışa… Olmadı! Kazanmayı beklerken. O, Kaybetti! Gitti! Bitti! Direndi! Sıra sıra dağ oldu. Karlar yağdı yüreğe, Yaz günü! Kuş misali…
***Bazı kadınlar vardır! Hayatı geç öğrenen, Bazı kadınlar vardır! Hayatı elinden alınan. Bazı kadınlar vardır! Hayata al buradan devam et denilen. Bazı kadınlar vardır! Sevdiği kadar, sevildiğini zanneden. Bazı kadınlar…
Çay sevenlere… Çok seviyoruz ya! Birinci bardağı içtik mi başlıyordu çayın hikâyesi. Yalnız içiyorsan, her yudumda yarenin olur. Şekerli içiyorsan, ağzının tadı olur. Demli içiyorsan, gamlısındır kederin olur. Açık içiyorsan,…
Yazıyorum… Tükenmez denen kalem tükeniyor. İşin tuhafı bu ya. Kendimi yazarken değil. Seni yazarken. O kadar çok anlatmışım ki. Mavi kalem, tükendi. Baktım cümlelerim bitmemiş. Bu sefer de! Aldım kara…
Yazarsın! YAZI olur. Konuşursun! SÖZ olur. Anlatırsın! HİKÂYE olur. Yaşarsın! HAYAT olur. Dinlersin! NASİHAT olur. Çekersin! İMTİHAN olur. Beklersin! ZAMAN olur. Unutursun! MASAL olur. Dayanırsın! OMUZ olur. Yanarsın! KOR olur.…
Sen gidersen, Ben tek kalırım… Sen gidersen, Ben yarımım. Sen gidersen, Ben yaşayamam ölürüm. Sen gidersen, Ben bilinmeze yürürüm. Sen gidersen, Ben gülemem. Sen gidersen, Ben zamana yenilirim. Sen gidersen,…
Ben seviyorsam eğer… Kalbinde taht kurarım. Ben seviyorsam eğer… Gözlerinin derinliklerinde süzülürüm. Ben seviyorsam eğer… Tufanlar koparırım içinde. Ben seviyorsam eğer… Kurumuş dalda çiçek açarım. Ben seviyorsam eğer… Düşerim gurbetin…
Bağıra bağıra susarak vazgeçtim. Kaybetmedim ben, Kahretmedim de. Görmezden gelmedim. Vefaysa fazlasıyla bekledim. Cefaysa sonuna kadar. Yorulup ölene kadar. Çekecektim de! Ama; Ben sadece VAZGEÇTİM. Veda etmeden. Öylece sessiz sessiz.…
Bu hayata bir defa gelirsin. Peki ! Kaç dafa ölürsün? Kaç defa yenilirsin? Kaç defa yenilenirsin? Kaç defa hesapta olanı değil, Nasibinde olanı yaşarsın? Kaç defa dertlenirsin? Kaç defa yalnızlığına…
Güneş bir başka doğar. Sen hüzünlüysen. Ya da sana öyle gelir. Yüreğin buz tutar. Yaz sıcağında. Eğer, kederliysen… Belki de! Yalnız yaşarsın baharları. Islanmayı sevdiğin yağmura. Şemsiye açarsın. Çamura, papuç…
Bir dolunay ile kalkıyor kaşlarım Kesik bulutlara yağmur bıraktım. Sesini özlediğim her akşam Balkonda hüzün yaktım. Duaya âmin, diyor bütün sessizlik,Gözlerime sinmiş resminDuruşunu çok saydım kalbimde Bir vakit sonra uyandı…
ağzımda uzun zamandır tuzlu buruk acımtrak tad var gittiğinden beri yokluğun harese tadında sonu ölüm bilirim bilirim bilmesine vazgeçemem devenin çöldeki dikeni yemesi ölüm bilir doymaz kana kendi kendini bitirir…
ne güzel dilden sevdanın düşmesi düşerken maviye bir fırça daha atması her düş dünyama kanat çırpan kuşlar her kelime dünyamı menevişlendiren papatya ne güzeldir sevda ne güzeldir sevdanın hırkası kara…
Dil inceydi Üslup giydirirdi kisve Sesin tonu indirirdi canı yüreği Ben gel derdim Sen g- yi düşürür el anlardın Ben git derdim Sen g- yi düşürür it anlardın İşte kıyametin…
bekliyorum bekleyeceğim son solgun nefesime kulak vererek son kirpik çırpınışlarıma göz değdirerek son papatyam seviyor da can vererek bekliyorum bekleyeceğim ama giden gelmiyor zamanı durdurarak gelmeyecek senelere ip atlatarak giden…
İmtihan demişti Oysa yokluk vardı Biraz acı biraz hüzün Ve biraz da hasret Ne yana dönülse Bir kaçış mabedi Farkında değillerdi Kaçış yok oluşa gebeydi Reklamlar
bayram gelir teliyle duvağıyla eskitemediğim eskimeyen çocuk bayramları koşturan soluksuz heyecan ilk sahur ilk iftar sofralar aile davullar güm güm güm hala duyduğumda çocuk yüreğim zıplar elinden ayağından tutarım serçe…
elimden gelse ” tutsam ” dilimden dökülse ” gitme ” gelmedi dökülmedi de… uçuş uçuş çiçekli eteklerimden soluk gi nefeste uçtu kanatlarımı kıra kıra SİBEL KARAGÖZ Reklamlar
siyahımda yünden sardım geceyi bir ters bir düz yıldızları kestim yamaladım yorganıma senli düşlere adımladım adını ana ana düş sokağı kapı pencere aralık sen nerdesin SİBEL KARAGÖZ Reklamlar
bir sabah çıplak ayaklarınla merdivenleri çıkarsın tertemiz ellerinle yüreğimi yaralarımdan avuçlarsın çocukluğum uyanır öpersin ağlayan yüreğimin gözyaşlarını dudaklarınla silersin kim bilir elden sigara yürekten gam düşer bir oktav tohum sevgiyle…
içimin notaları ağlıyor kulağımdaki son söz tekrar tekrar kapıyı çalıyor dönüp dönüp kanatlanıyor gözlerimin içine baka baka kapılar çarpıyor içimin labirentinde çarpa çarpa büzüşüyor kapanan kapılar ardında kapana kısılmış bülbül…