Loading

Marmara depremine hazır mıyız?
Hayır değiliz! Yazıklar olsun bize ki değiliz!
Deprem Türkiye’nin kaderi değil, göz göre göre intiharıdır!
Artık Türkiye halkı depremden korkmayı bıraktı
Depremden sonra olacaklardan daha fazla korkmaya başladı
Kimisi televizyonlarda uyaran uzmanları gördüğünde yüzünü ekşitiyor saniyeler geçmeden zamping yapmaya devam ediyor
Kimisi de kara kara ne olacağını düşünüyor
Sosyoekonomik şartları elverişli olmayan halkımız İstanbul’u nasıl terk edecek? Hadi terk etti diyelim İstanbul hayalet şehre döndüğünde bunun ekonomimize ne gibi zararları olacak?
Nerden baksanız iki ucu da pislik…
Maalesef koskoca Marmara nüfusunu taşıyamayacağız!
“Kalan sağlar bizimdir” mantığıyla göz göre göre işlenilen cinayete göz yumacağız
Sahi cidden göz mü yumacağız?
Bir insan hiç yaşadıklarından ders almaz mı, akıllanmaz mı?
Bir Müslüman, bir insan nasıl aynı delikten iki kez geçer?
Türkiye delirdi mi? Delilik aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemektir tümcesini Einstein herhalde Türkiye için söylemiş olmalı. Gazapizm’in “Konuşanı sustur başarını öldür ” dediği coğrafyamızdan umudu kesmeli miyiz? Donanımlı insanları küstüren zihniyetin cahilliği yaptı tavan!
Ve o tavan yakında başımıza çökecek!
Deprem olduktan sonra ulaşılamayan cesetler metropole koku yayacak, çevrede patojenler üreyecek bu inkar edilemez bir gerçek
Epidemik bir salgın riskiyle karşı karşıyayız! Arama kurtarma ekibi sayısının koskoca nüfusa yetip yetmeyeceği konusuna asla girmiyorum bile
Deprem gerçekleşmeden önce “Hijyenik maddelerin” tedarik edilmesi şart!
Hatta ve hatta “Bölge Dezenfektan Koalisyonu” kurulması gerekiyor
‘Sahra tuvaletlerin’ üretimi artırılmalı gerekirse yemeden içmeden uyumadan denetim yapılmalı
‘Şebeke sularının’ güvenliği için önlemler alınmalı
Haberleşmenin kesilmemesi ve operatörlerin çalışması için teorik metotlar bulunmalı ve çabucak uygulamaya geçilmeli

İstanbul halkı belediyelerin kapısından ayrılmayıp hakkı olanın peşine düşmeli, en azından bilinçli şekilde birlik alınırsa tedbirler uygulanırsa kayıplarımız azalır! Artık öyle bir vehametin içindeyiz ki ölen hiç olmasın demiyoruz, ölen az olsun diyoruz. Bu her şeyi açıklamaya yetiyor!
Enkazlar, yağmalar, yangınlar, ölüler kaderimiz değil ihmalkârlığımızdır!

Reklamlar

Bir Cevap Yazın

KÜNYE ONLİNE sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et

KÜNYE ONLİNE sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et