Loading


Babam yeni bir ayakkabı aldığında, çocuklar gibi bayram sevinci yaşayıp şenleniyordu.

O ayakkabılarına ülkesi için nöbet tutan asker misali sahip çıkıyordu.

Eski insanlar gibi yokluk gördüğü o ayakkabıları için tutumlu olamıyordu.

Her gece uykuya daldığında ayakkabılarıyla derin hayaller kurup dünya ve rüya aleminde gezintiye çıkıyordu.

Her sabah uyandığında kalbinin temizliğini ayakkabısına yansıtıp onu her gün dünyanın kirliliklerine karşı temizliyordu.

Yollarda yürürken sanki gökyüzüne ulaşacakmış gibi ipi elinde olan uçurtma olu verip ve herkesi selâmlayıp rahat bir şekilde arkadaşlarıyla buluşuveriyordu.

Akşamleyin eve döneceği zaman ışıltılı ayakkabılarıyla yolunu bulup ev ahâlisine saygıyla bir adım geri gelerek selâm veriyordu.

Babımın yaşı günler ilerledikçe huzur buluyordu arkadaşından sonsuza kadar ayrılmayacağını umuyordu.

Ölümü çağrıştıran puslu bir güz sabahıydı babam ve ayakkabıları el ele tutuşup karyolanın yanıbaşında birbirlerine ruhsuz bir şekilde bakıyorlardı.

Son nefesini ayakkabılarını parlatmak için tüketmişti ve ayakkabılarına baktığımızda babanın güler yüzlü bedenini görebiliyordum.

Vefâ dedikleri bu olmalıydı.

Reklamlar

By 1.GUDU

Bir Cevap Yazın

KÜNYE ONLİNE sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et

KÜNYE ONLİNE sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et