karlar , karlamaya,
damdan, ateşe,
ateşten, avludaki eşeğe,
kar’a bir örtü, serdi,
sanki, sanki,
çocuk ruhlar,
geceden,
tak tak, kapıya vurmuşlar
heybelerine acı biberi, tuzu,
biraz da ağrıyı, sızıyı atmışlar
sonra dam, baca serpmişler
geceden kara,
üstüne de kar’lamaç ,
sanki bütün kirletilmişliği,
sodalı sulara yatırır gibi,
bembeyaz, akça pakça,
taze gelinler dolanır,
dam, baca,
dertsiz masa örtüleri gibi,
insan insana bakar olmuş,
görür de görmez olmuş,
işitir de söylemez olmuş,
güneş durur,
en derin,
en yalın,
en keskin,
berraklığıyla, kükremiş
lavlar püskürte püskürte
karlamaç gelinlere,
erim erim eriyeceksiniz,
dirhem dirhem söküleceksiniz,
der gibi,
çocuk çoçuğa bakmış,
dil dile kesilmiş,
susmuş, susturulmuş,
ağrılı sızılı
biraz ıslak,
biraz korkak,
biraz tırsak,
bir sabah, daha kar’a doğmuş,
bütün kardelenler gibi.
Sibel Karagöz