Çok denedim sensiz bu şehri ateşe atmayı
Defalarca istedim gökyüzünü kızıla boyamayı
Kuşattı etrafımı hasretinin atlıları,kımıldayamadım…
Senin adına kalkıyordu kılıçlar,
Boynumu kıldan ince, yüreğimi ellerin gibi güçsüz bıraktım.
Çok istedim hırçın denizden gemiyi çıkarıp limana yanaştırmayı,
Gönlümü gönlüne,palamarı iskeleye kaskatı bağlamayı çok istedim, yapamadım…
Senle olamayan elimi defalarca kesmek istedim
Bıçakları bilemeyi aklımda tutamadım kaçamadım,kurtulamadım.
Salkım saçak bir tablo tasarladım
Eksik kısımlar bıraktım
Renkleri koyu, umutları açık eksik yerler bıraktım
Belki gelirsin de umutlarımız yeşerir resim tamamlanır, gönlümüz gül bahçesine açılır.
Şimdi kim bilir hangi çiçek ellerinde ve hangi çiçek kokusunu senden gizlemekte?
Çok denedim sensiz bu şehri ateşe atmayı
Bu şehrin yanması çok demedim, çok denedim.
Bir türlü kendimi ateşe veremedim
Çok denedim çok denedim…
H.N.D
Icliadam, This is a very passionate poem with violent images. The speaker fears that he will never be able to be with the woman he loves. There seems to be another man involved. In spite of all the difficulties, his unfinished painting is an expression of hope that things will work out in the end.
Please let me know whether I am close to your intended meaning. Take care. Cheryl
Başka bir adamın olduğu düşüncesi dışında diğer yazdıklarınız doğru. Desteğiniz için teşekkür ederim 🙂