Arkadaşlık
Arkadaşlık, günü gününe detayları paylaşmaktır. Birbirine iyi gelmektir. Rojin AKTAŞ Reklamlar
KÜNYE - ben de yazıyorum, diyenler yazdı; biz siziz...
Arkadaşlık, günü gününe detayları paylaşmaktır. Birbirine iyi gelmektir. Rojin AKTAŞ Reklamlar
Çatı katına kaldırılmış anılar Umut ipinde Asılı durur. Yumak yumak olurZamanın elindeSarıldıkça Tahta sandıklar işlenmişNakış nakış ustalıkla.Asma kilit ağzında Pas tutmuş dili Sustukça UnutuldukçaDüğüm düğüm olurBoğazında Kederli mazi Bir işlemeli…
İçinden bir eylül geçer ömrünUzayıp giden bir yolBir eylül sancağı elimdeYüreğimde zamansız güz artığıKızıl gonca açar hüznün göbeğindeKümelenir turnalarTuruncu akşamlarında İçinden bir eylül geçerSensizliğinTeninde eylül kokusuBir türkü sıcaklığı nefesin değer…
Hiç bilmediğin bir dil gibiyimViran olmuş şehir misaliDuymadığın bir şarkı gibiyimEski bir plak misaliBen bende değilim Duy sesimi sendeki hislerimiYeter gayrı ettiğin nazlarınıİnanmasan sor bendeki seniSen olmuş her yanımıDüşün bendeki…
Bir gün bir karar alırsınız. Ansızın. Hiç aklınızda yokken. Sizi umursamayan biri için kendinizi ne çok yorduğunuzu fark edip, onu gönlünüzden,beyninizden kısacası benliğinizden çıkarmaya karar verirsiniz. Bu gönülden kopan kelimeler,belki…
Her gece senin varlığınla uyumak Her uyandığımda seni görmemek ne zormuş Herkese seni görme umuduyla bakmak Herkeste seni görmemek ne zormuş Her şarkıda seni dinlemek Her kelimede seni…
Eskilerden ne kaldı ki bize Bardakta kaldı çayımız Sevinçlerimiz kursağımızda Uzakta kaldı hasretlerimiz Sevdiklerimiz yüreklerde Gökyüzünde kaldı umutlarımız Şiirlerimiz kalemsiz Ne kaldı ki Eskilerden Mem AYDEMİR
Biraz yorgunumBirazda dargınİstanbul gibiyimYüzyıllar sürmüş yorgunluğumFatih’in şehri şehr-i İstanbul Yedi tepede yedi düvelBoğaza karşı yalıdaGüneşi gördüm gözlerinde İstanbul Seni anlatırken kelimeler kifayetsiz kalırNice şairin sevgilisi İstanbulMartılara sevdalandımSabahın bilmem hangi akşamından…
Ağlayan duvarlarNasılda suskun ve kederliHüzünlü geceleri süslüyorTel tel savrulmuş sarmaşıklar Mem AYDEMİR
Bu gidiş başka gidişti sanki. Bana kağıtla,kalemi sevdiren, gittiğini zannettiğin ama gidemediğin türden. Şiiri nasıl okursan, öyle anlarsın. Gidenlere, dönmeyeceklere.
Ölüm öylesine yakındır ki, Azrail’in emri beklemesi kadar. Ölüm öylesine yakındır ki, Ameliyat masasında vücudunu öpen neşter, Giyilen kefenin son kıyafet oluşu kadar. Ölüm öylesine yakındır ki, Toprağın son durak…
İnsanın ruhu, kırıldığı yerdedir, sadece gözlerden anlaşılan. Gün gelip kırılıpta, dökülecek yer bulamadığı yerden kaçıp uzaklara gitmek ister insan, içinden, ruhundan kaçabileceğini düşünüp. Bazı savaşlar çoktan bitmiştir ya hani. Bitmiş…
“Bir can bedenin her yerine eşit dağıtılamaz mıydı?” Özgürlük Bulutu 🎈 Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz…
İçine atarsın susarsınSonra kendini sokağaSokak lambası durağı olmuşBoğazı düğüm düğümHevesleri dizili kalmış boğazındaYağmurlar damla damla yüzündeki gözyaşlarıyla iner tenindenYüzü eşsiz güzelYüzü donuk bir aynaKaybolmuş, bir düşte umutlarıBiraz daha dursa kar…