AY BATARKEN
Bulutlar kapladı gökyüzünü Bülbül şarkı söyler hüzünlü Keman kaşın kara gözünü Seni düşündüm ay batarken… Bir sızı sezdim üşüyen ellerimde…
Bulutlar kapladı gökyüzünü Bülbül şarkı söyler hüzünlü Keman kaşın kara gözünü Seni düşündüm ay batarken… Bir sızı sezdim üşüyen ellerimde…
Ağladım her gece derdimi bilmedin ki Aklına gelip de gözyaşımı silmedin ki Seni nasıl sevdim ah be güzel kız Gözlerime…
Hiç güneş olup doğmadın ki bana İki gün sevdin beş gün estin bana Ne desem az gelir güzelim sana Başka…
Gecelerim gündüze, gündüzler geceye karıştı Elinle diktiğin ağaçlar çiçekle tanıştı Yüreğimdeki mutluluk kuşları kaçıştı Aklımdan silemedim NERDESİN… Baharlarım kışa, kışlar…
Gittin ya, Beni böyle sersefil bıraktın ya Helal olsun sana helal olsun. Şimdi senden geriye kalan sadece bir hiç Ne…
Karanlık bir yoldayım ellerim cebimde Kafamda bilinmez bin bir düşünce Bir köpek havlama da ta uzaklarda Kediler çöplükte boğuşmada Herkes…
İsterdim ki kendi gözlerimle göreyim Kendi ellerimle dokunayım sevilere İsterdim ki yalnız ben bende olayım Ama olmadı yapamadık be…
Yağmur demez çamur demez kazma elinde Bir baş soğan bir dilim ekmek bağlı belinde Bir de öyle yanık türkü dolanmış…
Yüreğin yalnızlıktan üşüdükçe Çıkar gelirim güzelliğine Gün ışığı giyinmiş o sıcak tenine Bir buse kondursam kızar mısın? Şehir üstüne üstüne…
Hangi yıldızı seçersen seç gökyüzünden Bil ki o yıldızda ben olacağım Hep beni dileyesin diye Deli deli kayıp duracağım… Avuçların…
Rüzgar bir tuhaf esmede bu akşam Sanki bir yerlerde tükendi yaşam Kulaklarımı tırmalıyor sesin Aklımdan silinmedi o gidişin… Resmin ve…
Kim derdi ki bu resimdeki ağaçlar Onlara sımsıkı inatla tutunan yapraklar Kim derdi tek tek toprağa düşecek… Kim derdi ki…
Her günüm Sensiz içimde karamsarlık Her yanım yabancı kalmadı tanıdık Kaldı mı şu dünyada başıma gelmedik Sen gel ecelden önce……
Hele sevince insan görmez olur dünyayı Takmazlar asla ne anayı ne de babayı Yakalardım sanırlar da denizden sevdayı Olmaz ise…
Bir küçük kıvılcım yeter cayır cayır yanarım Ben ayrılıktan değil beraberlikten yanayım Bir küçük gül, gözümün içine bak da kanayım…
Tek tek dökülmeye başladı yapraklar Göçmen kuşlar sefere hazırlanıyor Kır çiçekleri boyunlarını büktü Hepsi senin gidişine ağlıyor… Yapraklarla birlikte saçlarım…
Bir dağın yamacından seyrederim denizi Dalgalar kumsala yetişmek için telaşlı Biri var denizi taşlayan dertli ve de ağlamaklı Ellerinde bir…
Herkese şiir yazar üşenmez beyim Kiminin gözlerini anlatır, kiminin elini beyim Dolmayı severmiş kimi, kimisi baklayı Milletin yediğine bile karışır…
Dilimde eski bir şarkı mırıldanır dururum İçimde yarım kalmış sevdalara kahrolurum Anlatsam kendimi bütün alevler söner Tarihler karışır millet deliye…
Ümidime ümit kat sakla beni kalbinde Çare aratma bana çarem ol derdime Olmaz olsun sensiz bir dünya istemem Kaç gecedir…
Adını kahpe koydum Soyadını da hain Senden önce ne idim Şimdi ne oldu halim… Belki senden namusludur Kader mahkumu kadınlar…
Kaderdir deyip köşeme çekilmem Kaderimi kendim çizerim Bana kötü olanı elbet unutmam Bir böcek gibi ezer geçerim… Şiirbaz Nisan 1994
Yorgun yüreğimde ismin Kır çiçeklerinde güzelliğin İçtiğim sigarada gözlerin Akan suda sesin vardı… Rakıda birada hasretim Kayan yıldızda düşlerim…
Çoktandır haber yok senden Çoktandır açmıyor gülüm Çoktandır tekneyi aldı sular Çoktandır ümitler sende gülüm… Şiirbaz Ekim 1997
Gün gelip gideceğim buralardan. Sol yanını boş bırakacağım, Seni bensiz bırakacağım. Belki bensizliğe yanacaksın. Ama çok sürmeyecek biliyorum. Zaman geçtikçe…
Sizin yokluğunuzda geceler tek dostum oldu Yüreğime dünyanın bütün acıları doldu Saksılardaki renkli çiçeklerde tek tek soldu Gelecekseniz gelin artık…
O dostluk denilen meret Hiç yokmuş meğer Bizi kandırmışlar usta. Boşuna beklemişiz Doğacak güneşleri Boşuna beklemişiz Gidip dönmeyenleri Gelmedi giden…
Bir Şirvan dayımız vardı koğuşta bizim Birde onun çok sevdiği bülbülü Beraber uyurlardı her geceleyin Ve beraber karşılarlardı her yeni…
Belki bir gün karşılaşırız seninle Dünyanın unutulan bir köşesinde Saçlarımız da ak belimiz bükük Yılların acımasızlığı yüzümüzde… Şiirbaz Ocak 1995
Ellerim ellerine, Gözlerim gözlerine, Yüreğim yüreğine tutsak. Ama seni sevmek yasak bana… Çünkü ben Bir garip Adem Çünkü sen yasaklı…
Bir sabah ilan edildi köydeki camiden Yıllar sonra vekil gelecekmiş köyüme Bayraklarla süslendi en güzel ipekten Mikrofonlar konuldu kahvehanenin önüne……
Sensizliğin verdiği bir çöküntü içindeyimAlev alev yanmada yüreciğimKimseler bilmez anlamaz enayilerEn küçük külüme dek seni seveceğim… Uzak şehirlerin bir kenar…
Ben bilirim karanlığın içinde güneşe hasret yaşamayı. Sevda şiirlerimle aydınlanır dünya Ateşten korkmaz bu Şiirbaz Yangınlara yalın ayak yürürüm Alevlere…
Yıldızlarla dolu öyle bir geceydi Aklıma yine ilk sen geldin be dostum Yokluğunu, hasretini gönlümde duydum Sen yıldızları ne…
Sana şiir yazmak gelmiyor içimden Senin güzel gözlerini anlatmak Dudaklarını sayfa sayfa yazmak Kısaca seni yaratmak hiç Ama yinede seninle…
Müebbet yemiş bir veli ustamız vardı Saçları ak elleri nasırlı Kimseyle oturmaz, kimseyle konuşmazdı Onun cezası susmaktı, konuşmamaktı Gardiyanlardan öğrendik,…
Sarı, yeşil renkli bir tespihim vardı İri taneli büyük bir tespih Güneşi görürdüm sarısında Senin altın saçlarını görürdüm Doğayı görürdüm…
Zar attım da sevdalar üstüne yine kaybettim Uçuştu gençliğim gözlerimde bende seyrettim Evleneceğin geldi aklıma nedendir bilmem Koynuna gireni düşündüm…
Hani yalnızlığına boğulmadan gelecem demiştin Hani yemin billah edip ne sözler vermiştin Unutuldu yeminler, unutuldu verilen sözler Biliyorum hayırsız gelecek…
Bir he desen Hasret bitecek Bir he desen Tenim tenine değecek… Iraklar yakınlaşacak Ateşler tutuşacak Hayaller uçuşacak Bir he desen……
Sen daima iyi ve doğru olmalısın; Bensizken bile… Sen bendeki beni yaşatmalısın Ben yokken bile… Aydınlık olmalısın ay gibi parlak…
Saçların rüzgardan dağılmış öyle gelirsin ya Gözlerin baygın baygın öyle bakarsın ya Vücudun alev alev öyle yanarsın ya Seni öpmek…
Yüreğin yalnızlıktan üşüdükçe Çıkar gelirim güzelliğine Gün ışığı giyinmiş o sıcak tenine Bir buse kondursam kızar mısın?.. Şehir üstüne üstüne…
Açılır kara kaplı kitap, günahlar sorulur Durulur içteki nefret, Karadeniz durulur Bilenir eldeki baltalar, dar ağaçları kurulur Gün gelir vurulur…
Çoğu gün efkârlıyımdır ben Oltanın ucundaki balığa efkârlanırım Kafesteki kanaryaya bazen Sevgiliye verilmek için koparılmış karanfile Kapana yakalanmış saka kuşuna…
Umutsuz gecelerimin umudu oldun şimdi Yanacak ateşlerim yoktu senden önce Penceremin kenarına konan güvercin kadar Masum, yürekli olmanı…
Güneşi aldım yerinden batıdan doğurdum Yıldızları topladım ceplerime doldurdum Nadide çiçekleri bir bakış da soldurdum Sadece seni aşkına çare bulamadım……
Yıldızlar kayboldu karardı gece Umutlar yok oldu anlayamazsın Hüzünler doldu kayboldu neşe Sevinçler yok oldu anlayamazsın… Rüyamda gördüm seni geliyor…
Nice karanlıklar yaşadım, bir ömür iki kere öldüm Rengârenk çiçeklerin nasıl solduğunu gördüm Alev alev yanarken ansızın nasıl da söndüm…
Üç günlük ölümlü dünya kalp kırmayalım Kin güdmeyelim hep hoşgörülü olalım Daima gülsün yüzünüz ağlamayalım Açtım kollarımı kucaklaşalım dostlar… Tek…
Bir gün bir rüzgarla geleceğim yanına bekle, Kara bulutlarını dağıtıp sonra gideceğim. Biraz gürültülü olursa korkma gül goncası, Sana biriktirdiğim sevgim…
Çiçeğim kurumuş kalmamış eski neşesi Yüreği daralmış bitmek üzere nefesi Kan çanağına dönmüş ağlamaktan gözleri Cananım bataklara düşmüş, yok olmuş…
Günü geldiğinde elbet bende göçerim Ne ektiysem yaşarken onu orda biçerim Ben arkadaşlığı değil dostluğu severim Aşk dolu umut dolu…
Derdime derman ol yarama ilaç Savur yüreğimi etraflara saç İstersen bir başıma bırak beni İster yolları tüket dağları aş… Aralık…
Kelebek gibi bir günlük olmasın aşkımız Sigara gibi bir nefeslik hiç değil Umut dolu, aşk dolu geçsin günlerim Bilesin seni…
Düzen bozuk elden bir şey gelmiyor dost Canın gibi sevdiğin kıymet bilmiyor dost İnsanlara bir şeyler olmuş nedendir bilmem Verilen…
Sevdan göçmenlerin kanatlarında sürgün Ben senin sevdana sürgün tükeniyor ömür Ne günüm belli ne de gecem aydınlık sensiz Nasıl yaşarsın bilmem yabanlarda…
Seni ne çok sevdiğimi ilk kalemime anlattım. İlk kalemim bildi seni nasıl sevdiğimi. Sonra kalemim kağıtlara anlattı, Tüm boş sayfalar…
Ah kozlumun eşiği tren rayları. Çocukluğumun peşine takıldığı kara vagonları. Liseli sevdalarımdan hatırladığım, Hülyalı sokak… Ah kozlumun yamuk yumuk duvarları.…
Oyuncağınızı da aldım elinizden Artık bıktım zehirli dilinizden Tabak yalayıcılar, şeref yoksunları Aynaya bakında utanın halinizden… Şiirbaz
Senin yokluğunda sinsi sinsi yanmaktayım. Yandıkça daha da derinleşiyor içimdeki yaralarım Ve yavaş yavaş kokusu çıkıyor sensizliğin, Alevlerin içinde dumanlara…
Sabahları tükettim kapı önünde bekledim seni Duvarlarda yer kalmadı tebeşirler bitirdim Bu günde geçti böyle ümidimi yitirdim Gelmeyeceksen söyle de…
Bilemezsiniz ne koyar adama babasını yitirmek Canından can gider Koca bir çınar yıkılır Bilmezsiniz işte ey gafiller Babalar yürek yarısıdır…
Herhangi bir taşı sarmış yosun gibi Bağlanmıştım sevdana Sokak arasından geçen bir kamyonetin, Arkasına takıldım Yetişebilmek için sana. Papatyalara yalvardım,…
Ne seni senden daha çok Ne benden daha az severim Ben mayıs çocuğuyum güzelim Sevdim mi adam gibi severim… Ben…
Bilir misin kar nasıl yağar Erzincan’a Bilir misin nasıl da masumlaşır dağlar O heybetli o yüce dağlar. Ben bilmezdim asker…
Senin güller büyüten yüreğin vardı Okyanusları sakladığın gözlerin Ninnilerle uyuttuğun sevgilerin Cadının elmasıyla yok ettiğin gençliğin vardı… Sen çocukları severdin…
Dünyayı verseler de sen kanma sakın Yalan dolana inanıp sen yanma sakın Umudunu hiç yitirme hedeflerine ulaş Bilesin sonumuz biraz…
En son saklambaç oynuyorduk biz babamla Ben kapattım gözlerimi saydım 10 dan geriye Açtım gözlerimi arandım bakındım sağa sola Babam…
Mutluluk doğarken her günün sabahlarına Tebessüm düşsün dudağın soluna sağına Her birinize selam olsun iki katlı şehrimden…
Üzerinden zaman geçer Ölüm eskir. Geçmez dediğiniz Yaralar eskir Yanıp tutuştuğunuz Acılar eskir, Ölüp bittiğiniz Aşklar eskir, Örnek aldığınız Aşıklar…
Nice sevdalar yaşadık bilmediniz Acılara boyandık yıllarca, silmediniz Ömür bitirdiniz estiniz ama dinmediniz Ulan şerefsizler biz öldük siz bitmediniz… Şiirbaz
Kahveler cezvede kaldı Gözüm yollarda kaldı Seni gördüğüm günden beri Aklım ruhum sende kaldı… Şiirbaz
Umudumuz umut ile evlendi Kötüler düğün dernek eğlendi Körler gördü lâllar ise dillendi Bir sen yola gelmedin be kader… …
Üç gün ağlarsın peşimden alışırsın sonra İster yas tut arkamdan ister zil tak oyna Beni elaleme rezil rüsva ettin ya…
Aradım aramam bundan sonra İsterse tersine dönsün dünya Ne okşarım ağarmış saçlarını Ne de öperim kan dudaklarını Şiirbaz 26.Şubat.2019
Yoğurt yapmak için maya çalmalı Eşeği çayıra, koyunu kurt’ a salmalı Her ne olursan ol sonun toprak İnsanda biraz edep…
Esmer feminist seni gidi çöpsüz üzüm Üzülme sakın üzülme yalnızlığına Sana ve senin gibilere bu sözüm Otur ağla şimdi kokuşmuş…
Benim şiirlerim sen kokar Çayımda nefesin var Bardağımda tek şekerin… Benim şiirlerim çay kokar Deminde kaderin var Bardağımda gamzelerin… Benim…