Bir zulme ne kadar sessiz kalınır ki! Yıllardır sessiz kalındı ve kaldık. Artık susmayalım hatta bütün dünya susmayın! Yıllardır türlü işkencelere maruz kalan Filistin halkı şimdi de savaş adı altında İsrail tarafından, bebek- çocuk, genç-yaşlı, kadın- erkek demeden katliama uğruyor.
Deyim yerinde ise orada bir can pazarı yaşanıyor ve tüm dünya ise buna göz yumuyor. İsrail’in terör metotlarıyla yaptığı soykırım karşısında Filistin yerle yeksan olurken tüm vahşet bir film izlenir gibi izleniyor tüm dünyada.
ABD’de destek veriyor bu bebek katillerine… Orta Doğu’da gövde gösterisi yapan bu bir avuç terörist karşısında birlik olup bir şeyler yapmayan katliamı durdurmayan Müslüman ülkeler “ne kadar Müslümanız?” diye sorgulamalı kendini. Zira kuru kuru kınamak yetmiyor artık.
Aslında görünen o ki, uygarlığın sözde zirve yaptığı 21. yüzyılda Çağdaş Dünya adı altında sığlaşan bir insanlık yok olmuş ne yazık ki!
Ahlâkî ve insani değerlerini kaybetmiş yoksun bir dünya görüyorum.
Gazze’de hastaneyi bombalayıp şuurunu yitiren, gözü dönmüş, eli kanlı İsrail’in bu vahşetine kim dur diyecek? Kan donduran bu görüntülerle eğlenen, dans eden İsrail ordusu ve onca insanlık suçuna rağmen onu ziyaret eden, destekleyen, katliam ertesi soluğu İsrail’de alan ABD Başkanı sarmaş dolaş olan İsrail başkanının birbirlerine kucak açması, alenen işlenen insanlık suçunun asıl faillerinin kimler olduğunu da göstermektedir.
Ölmüş bebeğine ninniler söyleyen baba, donuk bedenini kucaklayıp emzirmek isteyen annenin feryadı yürek yangısı…
Bombalar yağarken sığınacak bir yer bulamayan, kucak arayan çocukların gözlerindeki korkuyu görebiliyor musunuz?
Şok geçirmiş, korunaksız, barınaksız çaresizce bakışlar.
İnsanlığımızı bir kere bir kere daha sorgulamalıyız…!
Aç- susuz, bitap bir şekilde mücadele eden Filistin’in yanında yer almalıyız.
Neden bu kadar kör oldun dünya, neden bu kadar vurdumduymazsın?
Ve kınamak kâfi değil artık, bu bir insanlık suçu!
Bu bir vahşet, İsrail tarafından meşrulaştırılmaya çalışılan kanlı vahşet!
Ey Dünya! durma, sessiz kalmayın kalmayalım bu vahşet karşısında artık.
Tuğba KAN