Loading

Ayıbını örtüyor gece, karanlığın istilasında…    Sökün eden nicesiSelametin adresi saklıUfkun da ötesindeŞerh düşülesi bir isyanŞehir yalnız şehir sevdalıKılı kırk yararcasına insan İmbatın izi sözcükler ne yalan ne kindarUleması zamanınTitrine denk düşen ayıbında uzağında aslında şehirKalabalığın istila ettiğiŞehrin surları gömülü en derineKalbinde şairin tekleyen hecelerBedeninden taşan kimi zaman Kabrine yakın gölgelerMuhtevası bilinmezinHüznü de peşkeş çekti mi kaderİnfilakın öncesi sihirli bir kelam beklerŞair ve şehirYan yana yas doluYaşın muadili topraklarKâh Rumeli kâh AnadoluKulu kölesi sevgininReşit bir andaRakımı imkânsız bir uzamda Başa döndü mü gün ve geceArsız rüzgârAskıntı acılarArşı alaya çıkan bir tufan kiAlametifarikasıYalnızlıkla deşilen yürek iklimiKaynar da kaynar o kazanBir kaşık suda boğdular şairi oysaki:Ayıp değildi yasıKayıptı dünde saklı nazıDinmez asla dinmez niyazı Bir vardiyaBir sistemÇöken şebekesi mevsiminGirift bir yokuşta tutsak edilenRahmetin peşindeRencide edildiği kadar şair ve şehirGölgelerin nezdindeBaşına buyruk bir gün deşti yineKaderin cilvesine nakşedenNa’şı mı yoksa özlemin Sırra kadem basan ne çok insanAfrası tafrası densiz ve kibirliYasa kabilinde yası yaşın da seriliOlduğu bir mekân ve zamanOysaki çok uzağında mutluluğunKaynakçası ne ise sonsuzluğunDerbeder gönül taşkın nehirKuruyan dere yatağı sevgininKaybolmaya meyilli bir eksenNazenin fıtratına en yakışan mintanElbette iman gücü ve umudu bilinmezin Kopyaladığı dünü yok artık günündeKaybettiği ömrü kim getirecekse geriyeArşınladığı kadar arzıTalep bulmadıkça şairin sevdasıŞehir de küskün yaşattığı kalabalığaBoca edilesi bir avuç toprakAit olduğu sadece RabbiKavuşmanın ümmeti iken sözcüklerAyakları gerisin geri gidenBir vaveyla belki fısıltıFırıldak düzenin taşkın isyanıGöğe konuşlu adeta Ne de olsa şehirdir şairin hüküm süren mezarıVarsın olmasın da bir dikili taşıNe de olsa taş kalmadı taşın üstündeTaşıdığı yükü elbet sonlandıracaktır Tanrı

Reklamlar

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: