Loading

Neyin ihtarıydı neyle iştigal yüreğin ölümsüzlük dileyen ç/ağrısı ve matemin yürekle ağıtlar yaktığı bilumum duygunun merkezinde saklı hem duası hem yalnızlığın saltanatı ve v/edası bilinmezin aşka mazhar bir yitimde sözcüklerin aralıksız kapımı çaldığı şiir denen coşkunun da bahtına sadık tahtına kayıtsız kalmadığı hükümranlığı elbet kâinatın soluduğu yüreğin solduğu ansızın ve de aralıksız teğet geçen hüzne sadık…

İçtimada zaman, mekânı yokken acıların varsa yoksa ruhun mesken tuttuğu şiirlerden çıkarırken acısını varsa yoksa tutulan nutku yüreğin öncesinde tutuklu ve zifiri karanlığın tecelli ve teselli ettiği bilinmeze dair aşkın ve yüreğin atıp tuttuğu.

İnfilak vaktidir

Firari duyguların temaşasında saklı bir ihtar

Belki de şair çekmişken pimini sevdanın

Kalemiyle ettiği intihar.

Cinnet gecelerinden sarkan o ipte asılı

İpsiz gölgelerin ihaneti

İhbar ettiği yalnızlığını ve dirayeti

Rabbin tanıklığında baş koyduğu masumiyetin

Sonlandırmadan ömür

Ölümünü ertelediği her şiir vakti

Şairin tetiğini çektiği kalemi ne ki ne?

Üstünü örttüğü sevdanın da makûs talihi

Elbet serveti ve sefasını sürdüğü

Cehalet yüklü dünyanın kasıp kavurduğu ne ki?

Şair ihtimamla tozu dumana katarken

Tutkusu ve ihaneti mevsimin

Tutuklu kaldığı hapishanenin çıkışının olmadığı

Ne dünle sakit

Ne ertelenmiş bir vakit

Aşkın duvağı

Tebessümler ektiği makamı

Nasıl ki şairin de yoktur mahlası

İdare lambasında geçercesine hayat

Geçimsiz ruhunda saklı bir kanat adeta

Yazmanın kerameti

Sihirli vecizeler ve imgeler

İma yoluyla yüreğini de kalemini işgal edenler

Varsa yoksa metanet

Varsa yoksa genlerinde saklı asalet

Elbet hırpani gölgesinden arda kalan

Hırpalanmış ömrün kanatlandığı bir ara kat adeta

Araf’ta saklı günü

Yalnızlığını aralıksız öğüttüğü ömrü

Adaklar adayan gamlı baykuş

Araklanmış sevdasında saklı tuttuğu o huşu

Beklentisiz

Çaresiz

Meczup varlığında arda kalan bir utku

Nüktesi solgun ruhu

Dünde kaykılmış bir mısra iken ufku

Vardiyalı kalemi matemin edilgen hüviyeti

Etken acıların mahrem külfeti

Doğurgan zaman

Ve tükenen

Tüketen de…

İhlal edilmişken sözcükler türettiği şiirde

Kaskatı kesilmiş bedeni ne ki?

Neferi olduğu kâinatın dinmek bilmeyen yeli

El aman demeden

Ele avuç açmadan

Elden gelense hiçbir şey

Yine de saklı rotası ve umudu

Kayıtlı kayıtsız aşkların ruhu ve kurusıkı bir düşten arda kalan

Gerçeklerse canını yakan

Meali ölümse mevsimin

Mizacında saklı bilinmezin uğruna

Baş koyduğu yoldan da yok iken dönüşü

Bazen yaygara

Bazen bir vaveyla peşi sıra gelen

Gel gör ki şair inzivada ve saklı umudu aşkı Allah katında

Bir rengin izi

Hüznün sisinde yerle yeksan olmuş dünyalık kabrinde

Varsın olsun bir gölge daha düşsün peşine ve üstüne

Arzı endam eden yasın nezdinde

Hüzünlü kalbine en yakışandır şiir şairin

Şiarı aşk ve yenilgi

Yalıtıldığı ömründen arda kalan vakti

Adamışken tutulan nutkuna sirayet edendir

Rabbinden gelen her şey elbet başı gözü üstüne şairin

Adı ölüm

Sanı noksan

Sunumu ansızın

Sönmeyen yangının

Vurgun yediği aşkın nezdinde

Tükense de afakidir her sözcük her hece nasıl ki saklı kabrinde

Endamlı bir yürekten akan yaşın yasın kerameti

Rabbi her, ol, dediğinde…

Reklamlar

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: