Loading

Şimdi bu başlığı okuyunca belki bana haklı olarak tepki göstereceksiniz. Ne demek bu ülke vatandaşı dilediği gibi seyahat etme hakkına sahip değilmi? Dileyen dilediği yere gidebilir; bundan kime ne diyebilirsiniz, evet haklısınız istediği gibi her vatandaş istediği her yere giderek yaşamayı hakkediyor ve yaşamalıda. Amaa! Burada benim demek istediğim ve göçün engellenmesi gerektiğini düşündüğüm bu iki ilimiz dışında herkes istediği her yere göçme hakkına sahip bence ’de.

Neden bu iki şehir dışında diyorum! Çünkü bu iki şehrimizden İstanbul Roma’ya, Osmanlıya ve Bizans’a başkentlik yapmış tarihi bir şehrimiz. Dünyanın gözbebeği   tüm dünya halklarının merakını cezbeden ve görmek istedikleri bir şehrimiz. Diğeri ise yani İzmir ise 30 Ağustos zaferinin gözde şehri bana göre medeniyetin beşiği, demokrasini temel taşı, yobazlara ve bağnazlıklara ve bağnazlara karşı mücadelesini sürdürmüş gerçek çağdaş ve Atatürkçü bir şehrimiz.

İstanbul ve İzmir kendine has tarihi dokusu korunarak kalmalıydı. 1950 yılından beri büyük bir tahribat yaşayan İstanbul ve İzmir bana göre tarihi dokusu ve toplumun anatomisi bozularak adeta bir varoş kentine dönüştürülmüş veya buna itilmiştir. Halbuki, şahsen İzmir ve İstanbul’a ziyarete gittiğimde sanki o tarihlerde kendimi yaşamış gibi hissediyorum o tarihi dokuyu boğazı ve boğazdaki yalıları camileri kiliseleri gördüğümde. İzmir hakkında açıkçası fazla bir bilgiye sahip değilim bir sefere mahsus iş için gitmiştim-ki o kordon boyunda oturmak ve denizini seyretmek insanın ruhuna ferahlık vermesine yetiyor.

Yüksek binalardan ve gecekondu evlerden biran önce kurtarmak gerektiği kanaatindeyim bu iki şehrimizi. Zaten bizim yerli turistlerde dahil olmak üzere bu iki şehri ziyaret eden turist kafilesi yüksek binaları görmek yerine bu iki şehrin tarihi dokusunu görmek için geliyorlar. Yoksa yüksek ve iç-içe yapılan binaların güneşi kapatmasını görmek için geldiklerini sanmıyorum. Bu göçleri engelleyerek bu şehirlerin eğitimden tutun karakteristik yapısının bozulmaması için taşrada yaşayan halkın çalışma gücüne destek olmak, çalışma ve eğitimle birlikte ekonomik gelirlerini artırmaya yönelik yatırım yapılması gerekli.

Bilinçsizce bu büyükşehirlerimize göç eden vatandaşlar kendilerince her yerde altın olduğunu zannederek geldikleri bu illerimize ya hırsız ya da mafyaya tetikçilik yapıyorlar.     

Reklamlar

By davutzol

İçimdeki yalnızlığım adlı kitabın yazarıyım burada sizlerle dostça paylaşımlarda bulunarak ortak noktada ve görüşte buluşmak için varım

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: