Loading

ELMA KURDU’MDAYKEN

Kar, lâpa lâpa yağıyorsa
Tek tek, tane tane.
Bir arkadaşım “Yak şu sobayı” derdi.
Yakarım gürül gürül, onu hatırladıkça.
Çekerim Elma Kurdu’mu en sağa
Seçerim Türk San’at Mûsikisi’nden en ağırından bir parça
Aheste aheste giderim ben de.
Yalnız, vakit öğle vakti olacak.
Gündüz gözüyle her yerin karla kaplandığını görünce içim huzur dolacak.

Yağmur çiseliyorsa durulurum ben de
Bardaktan boşalır gibi yağmalı.
Hava kararmalı,
Sokak lambaları yanmalı.
Işık yere vurunca su birikintisinde yakamozlar çıkmalı.
Teypte hızlı bir müzik,
Ritim arttıkça hız da artmalı.
Yollar boş denecek kadar tenha,
Gaza gelip bastıkça basmalı gaza.
O hızla etrafa saçılmalı
Yakamozun renk renk yağmur suları.

Hava sıcaksa
Tüm pencereler açılmalı.
Çabucak gidip çabucak gelmeli, oyalanmamalı:
Direksiyon el yakıyor,
Güneş göz alıyor.

Sisli havaya alışamadım bir türlü, sevmiyorum hiç.
Farları yaksa da rahat edemiyor insan.
Yol, daha fazla dikkat istiyor.
Fazla dikkat yoruyor.
Sisli havalar kafamı karıştırıyor.
İçime bir kurt düşüyor.
Belki de bu yüzden sisli hatıraları hemen unutuyorum.
Hangi havada, hangi şartlarda ne yapmam gerektiğini içimden bir ses söylüyor da
Galiba ben, kime nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum.

       Hamiyet Su Kopartan  ✍️
          04.03.2023
Reklamlar

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: