Dünya darmadağın sevdaya.
Yalnızlık çok büyük.
İnsanın boyu yetmez anlatmaya.
Yüksek bir dağın zirvesinden tutmak gibi;
Yaşı yetmez yazmaya.
Hayali bu ya yüksek dağlardan uçmasını bilir anca.
Ovalara revan olamaz.
Bir kuşun mecrasından görür yolunu.
Bilir bilinmezi bulursa.
Varır yolu Hakk’a çıkınca.
Elvermez gönül yarası.
Kalp umuda düşkün,
Hayata perişan,
Çıkışa bin parça eğim,
Dünya darmadağın sevdaya.
Yalnızlık buzları aştı buz çağında.
Güneşe yalan yok talan etti yürekleri.
Yıktı geçti çölün siyah beyaz çiçeklerini.
Arkadan baktığımız dünya;
Ardında;
Yeşil, mavi bir düzen gerek.
Gerek ki çocukların ellerinde kaldı çocuklukları.
Sinema,tiyatro, akademi bize insan gerek.
Çoban ve koyunları…
Bir demlik çay gerek.
Hayali bu ya çiçekleri gözleriyle sever.
Yurdunu özüyle sever.
Kentlere duyulmaz sesi.
Köylerden geçmez yolu.
Köylere divane, merhuma yolu.
Dünya darmadağın sevdaya.
İlacı kendinden fani,
Ümidi dünyadan sani,
Var mı böyle yokluk?
Varlığı bilinmez.
Bilinmesi suni,
Gerçeklik dile aykırı,
Ummana çare kapalı,
Göğün dinmez yaşı.
Karanlığa devadan bu yana,
Var mı böyle rüya ?
Hayali bu ya;
Yine bir dala göğü kurdu.
Eskiye dönmeden geçmişi yaşamaya koyuldu.
Görmezse bir karıncanın yolda kalışını;
Yola vurur heybesini,
Al akça gezer gözleri.
Düzen düzen dedikleri;
Yurduma eyvan,
Bize insanlık gerek.
Yol Hakk’a varınca;
Bize sinede sıcak gerek.
Yine cocukların ellerinde kaldı çocuklukları.
Sarıp sarmalamak gerek.
İsim bilmez kendini taşıyanı.
Taşıyan yitmiş ismini.
Celali bir bakış…
Yetmiş ismi cismine yenileni.
Cihanın siyah, beyaz çiçekleri…
Yurduma kangren muştuları…
İyilik isme uymadı.
Cismi tartmadı.
Mertebeyi aşmak;
Kapılardan kalplere açılan pencere,
Zamandan geride,
Kalan gövde,
Ardışık sayılar diziminde,
Gönül yara içinde,
Yalnızlık çok büyük…
Dünya darmadağın sevdaya.
Fatmanur Nartekin C☆