Loading

Öncelikle herkese ve her şey’e merhaba. Bugün size Jane Austen’ın yazdığı Aşk ve Gurur adlı eserinden bahsedeceğim. Bu eser belki de aşkın en saf ve temiz halini abartmadan, aşağılamadan ve tahrik edici yönleri olmadan da gerçekleşebileceğini gösteriyor aslında bize. İki gururlu gencin daha birbirlerini tanımadan dış görünüşleri ve davranışlarıyla birbirlerini yargılamalarıyla başlıyor. Bazen dış görünüşe ve duyduklarımıza aldanmamak gerekir. Burada birazda duygularımızla ve mantığımızla düşünmeliyiz. Aşkın adının geçtiği yerde gurur bir suçlu gibi gösterir kendini. Çoğu aşk gururun altında ezilir ve hep bir acı olarak içimizde kalır. Kişi bu acı ile yaşamak zorunda bırakır kendini. Belki bu acı onarılamaz bir hasar haline gelir ve onarmaya çalıştıkça daha da eksildiğini görür. Zamanla vazgeçmek zorunda olduğu aşkı ve gururu arasında kalır. Hangisini seçerse seçsin en sonunda kaybeden hep kendisi olur.
Fakat Jane Austen bizi kitapta ters köşe yapıyor. Bu ikilinin aşkı gururları yüzünden yıpranıyor zannediyoruz ama unuttuğumuz birşey var.Elizabeth ve Darcy’nin aşkını gururları oluşturuyor. En sonunda yaş farklarının, aile statülerinin ve yaşantılarının farklı olmasına rağmen aşkları gururu yeniyor. Ve bizde kitabın kapağını mutlu sonla kapatıyoruz herkese ve her şey’e rağmen…

Reklamlar

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: