Dünya kadınlar günü 8 Mart’ta kutlanan uluslararası bir gündür. 1975 yılında Dünya Kadınlar Yılı’nı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ı tüm dünya kadınları için Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırılmıştı.
Kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının devamlılığını sağlayan odak nokta haline gelmiştir.
Kadın, sadece aileye değil, bulunduğu ortama ve topluma şekil veren varlıktır.
Türkiye Cumhuriyeti’nde ise, kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması ile kadınların; toplumda ve siyasi alanda rol almaya başlaması sağlanmıştır.
Kadınlarımız hep yıllarca ötekileştirilmiştir. Şiddet, fiziksel ve sözlü tacize uğramaları da cabası…
Kadınların çalışma hayatlarına karşı çıkılması, izin verilmemesi bu durumun en bariz nedenlerinden biridir. Ben şuna inanıyorum; erkek – kadın farketmeksizin isteyen herkes herşeyin üstesinden gelip başaramayacakları hiçbir şey yoktur biliyorum. Bunun pek çok örneklerini söylemek mümkün. Şimdi ise, birçok kurumlarda faal durumlarda kadınlarımız.
Bunu idrak edemeyen, görmek istemeyen zihniyet eş, aile ya da toplum kadının sadece evde ev işi ile çocuklarına bakmakla yükümlü sandı.
Çalışma hayatının olmamasını şimdilik bu cümlemde geri plana atalım.
Düşüncelerini, duygularını dahi rahatlıkla dile getiremeyen hep susturulan kadınlarımız var. Ne kadar özgür olabilirler sizce değil mi ? Kendini ifade edememesi artı önemsenmemesi, başkalarının belirlediği kurallar çerçevesinde hayatlarını şekillendirmesi, aile ve toplumun psikolojik baskısıyla hayatlarını sürdürmeye çalışması ne kadar geri kaldığımızın göstergesidir. Kaçıncı yüzyılda olursak olalım, bu olaylar nispeten düzeldi belki ama tamamen değil.
Ülkemizde bu durum hâlâ devam ediyor. Çünkü; zihniyet değişmedikçe bu durumda süre giden bir hâl olmaktan çıkmayacak, çıkamayacak. Cehaletten başka hiçbir şey değil bu, başka da açıklaması yok!
Kadın; sadece bir anne, bir eş, kardeş değil,
Kadın; daha fazlası oysa…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk: “Kadınları geride bırakan bir toplum ,geriye kalmaya mahkumdur” demiştir. Bu sözüyle kadının toplumdaki yerinin önemini vurgulamıştır. Erkek-kadın eşitsizlik ilkesinin geride bırakıldığı, ötekileştirilmeyen, ikinci sınıf olarak nitelendirilmeyen, adil ve eşit bir dünya istiyoruz. Kadınlarımızın öldürülmediği, psikolojik şiddete maruz kalmadığı.
Bu özel günde emekçi, fedakar, cefakar tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyorum.
En büyük temennim, erkek – kadın demeden eşit haklara sahip olarak sevgiyle ve özgürce yaşayabileceğimiz nice güzel yarınlara…
Tuğba KAN