Etrafım, sayısını bilmediğim kadar çok insanla dolu. Kimseyle konuşmuyorum, biri hariç. Kimse benimle konuşmuyor fakat o birinin benimle konuştuğuna inanıyorum. Beni görebileceğini söylemişti çünkü. Şimdi ben de görebileceğimi söyleyeceğim biri olmadan onun gibi biri olmayı arzu ediyorum.
Bu duruma nasıl geldiğimi de unutmaya başladım sanırım. Yaşımı dahi hatırlayacak bir zihnim yok artık. Sahi… Yaşım kaç benim? O olaydan sonra kaç yıl geçti? Ya da kaç kez yaşadığım travmaları anlatmamak için onlara “o olay” deyip geçtim? Daha da mühim olanı, o olaylar neydi?
Açıkçası şu an üzgün değilim. Neşeli hayatımın son ama en uzun perdesini yazabilmek için geldim buraya. Hayatımın her anlamda bir parçası olan tetik, şimdi bu perdeyi yazmak için yardımcı olacak bana.