Depresyon; bireyin ruhsal çatışmalarını ya da yaşadığı stresin dışa vurulmasıdır. Her birey depresyonu farklı yaşayabilmektedir. Erişkinlerde daha görülen depresyon çocuk ve ergenler de de farklı şekiller de görülebilir.
Çocuk ve ergenlerde, umutsuzluk ve depresyona ilişkin ilk bildirimler 17yy dayanır. Melankoli 19yy ortalarında bildirilmiştir. 1960’lar da çocuk da depresyonun ortaya çıkabilmesine kuşku ile bakılırken, 1970’ler de Avrupa Pedopsikiyatri Birliğinin bir kongresinde depresyon konusunda olabileceğine uzlaşılmış ve tanı ölçütlerinde kullanılmaya başlanmıştır.
Erişkinler de olduğu gibi çocuk ve ergenlerde de depresyon görülmektedir ancak belirtiler bakımından bir takım farklılıklar söz konusudur. Genelde çocuk ve ergenlerin depresyon belirtileri davranış ile dışa yansır. Erişkinlerin ise duygu aktarımı ve sözel ifade ile dışa yansır. Depresyonun davranışsal yansımaları her çocuk ve ergen de farklılık göstermektedir.
Belirtiler
Kendini mutsuz ve boşlukta hissetme
Eskiden zevk aldığı şeylerden zevk almama veya eskisi kadar hoşlanmama
Umutsuzluk
Değersizlik düşünceleri
Suçluluk duyguları
Sık sık ölümden ve kendini öldürmekten söz etme
İntihara kalkışma veya kendine zarar verici davranış da bulunma
Sosyal iletişimde bozukla
İştah değişimleri ya çok yemek yeme ya da hiç yememe
Uyku bozuklukları, geç uyuma, zor uyanma, yalnız uyuyamama, kötü rüyalar görme
Kendine güvende azalma
Aşırı sinirlilik ve alınganlık
Arkadaş ilişkilerinde bozulma ve ders başarısında düşüşler
Bu belirtilerin en az 5 tanesi 2 hafta boyunca gözüküyorsa bir ruh sağlığı uzmanından destek alınması önemlidir.
DEPRESYONUN DEĞİŞİK YAŞ GRUPLARINDA GELİŞİMİ
Bebeklik ve İzleyen Dönem(24-30 ay)
Bu dönemde konuşma az ya da hiç olmadığından iletişim ve duyguların dışa yansıması sınırlıdır. Çocuğun yaşı küçük olduğu için uyku ve yeme bozuklukları ya da cilt belirtileri ile depresyonun yansımaları olur.
Bebekler bitkin, donuk, tepkisiz ve ilgisiz bir tutum sergilerler.
Küçük Çocukluk Dönemi (30ay-5,6 yaş)
Aşırı hareketlilik, hırçınlık, çevreye ve kendine zarar verme, içe kapanma ya da tam tersi aşırı sakinlik görülebilir. Duygu durumu değişkendir. Sevgi ve ilgi için ebeveyne bir an yaklaşırken, bir an tamamen uzaklaşabilirler. Aynı zamanda alt ıslatma ya da dışkı kaçırma gibi sorunlarla da karşılaşılabilir. Tüm bu sorunlar bize çocuğun depresyonunun bir yansıması olarak karşımıza çıkabilir.
Çocukluk Dönemi (5yaş-13 yaş)
Çocuk daha çok iletişim yoluyla depresif durumunu aktarır ve genel de “yapamam, bilmiyorum, yorgunum” gibi ifadelerle kendi duygusal durumu hakkında bilgi verir. Bu dönemler de yalan ve hırsızlık ya da okuldan ve evden kaçma gibi durumlarda depresyonun bir belirtisi olarak karşımıza çıkabilir. Aynı zamanda okul başarısında düşmeler de karşımıza çıkar.
Ergenlik Dönemi
Bu dönem depresyonu, yetişkin dönem depresyonunun bir öncüsü olmasından aynı zamanda da intihar riski taşıması nedeniyle dikkat çekicidir. Ergenlik döneminde yetişkin depresyonundan farklı olarak dürtüsellik daha baskındır. Özellikle ergenler de suçluluk duyguları, ümitsizlik ve gelecek kaygıları gibi belirtiler dikkat çeker. İntihar düşünceleri, konsantre olamama, mutsuzluk ve uykusuzluk hemen her yaş da olduğu gibi ergenlik döneminde de karşımıza daha çok çıkar.
DEPRESYON NEDENLERİ
Ailesel ve Genetik Nedenler
Aile de özelikle birinci derece akrabalarda anksiyete ve depresyon bulunması çocuklarda daha yüksek anksiyete ve depresyon riskini arttırmaktadır.
Depresyonu olan ergenler aileleri ile daha çatışmalı olabilirler. Ergenlik de depresyonu arttıran aile sosyal desteğin olmaması, boşanma gibi faktörler etkilidir.
Davranışsal ve Duygusal Nedenler
Utangaç, kaygılı, bağımlı özellikle güven sorunu yaşayan ve sürekli güvensizlikle uğraşan çocuk ve ergenlerde depresyon riski artmaktadır. Ayrıca uzun süren kronik rahatsızlığı olan çocuklarda da depresyon daha fazla görülmektedir.
Emeğinize sağlık