İlk öncelikle Künye Online Dergisi’ndeki İlk Yazımın ve dâhi nâsip olabilecek bütün yazılarımın siz çok değerli Büyüklerimin, küçüklerimin gönüllerine hitâp edebilmesini Cenab-ı Mevlam’dan (celle celaluhü) Niyâz ederim.Günümüzden yüzyıllar hatta binlerce yıllar evvel Dünya’da dehşet korku verici bir Pandemi yaşanmıştı, Veba! Bu hastalık; Yersinia Pestis adındaki bir bakteri türünün pire gibi canlılar vasıtası ile insanlara bulaşması sebebi ile oluşan fakat birkaç yıl içerisinde dâhi milyonlarca kişinin ölümüne sebep olabilecek güçte idi.Çıkış yeri ne kadar hayret vericidir ki bir dönem için, tıpkı Corona Virüsü/Covid 19 ile benzer bir şekilde Çin olarak belirtilmektedir.Bu Pandemi, birçok bölgeye yayılmış hatta Kara Ölüm tâbiri ile dâhi anılmıştır.Veba Pandemisi, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifimiz’in Yapısını ilk inşa ettiren İmparator 1. Justinianus’un adı ile anılacak derecede Âziz Şehr-i İstanbul’u yani o devirdeki ismi ile Konstantinopolis’i etkisi altına almıştır, Bizanslı Tarihçi Prokopius’un anlatımına göre.
Corona Pandemisi!…
Ve gelelim günümüze.Çağımızın Vebası olarak adlandırabileceğimiz bir Pandemidir, Corona Virüsü/Covid 19! 1 Aralık 2019 Tarihinde Çin’in Vuhan kentinde görülen İlk Vaka’nın üzerinden 90 gün gibi bir süre geçtikten sonra yani 11 Mart 2020 Tarihinde ülkemizde, Türkiye Cumhuriyeti’nde de yurt dışı temaslı bir kişide İlk Corona Vakası gözlemlenmişti.Bugün üzerinden 1 Yıl 2 Ay 17 Gün geçmesine mukabil yine de tam anlamıyla çok şükür kurtulduk diyemediğimiz Corona Virüsü, pek çok alanda, kişide çeşitli hasarlara, kayıplara sebep olmuştur…
Maske! Mesafe! Temizlik!…
Önceden çok ciddi hastalıkları olan insanlarımızın takmak zorunda olduğu Maske; şu anda takılmaması cezaî işlem uygulanmasına sebebiyet verecek kadar kullanımı yaygınlaşmak zorunda olan bir tedbir aracı oldu.Önceden düğünlerde el ele kol kola halaylar çekilir iken şu anda en az 2 metre Mesafe demek zorundayız! Kişisel hijyenimize dikkat ediyorduk zaten fakat bir alış-veriş poşetine dokunduğumuzda bile hemen koşarak ellerimizi yıkamak gibi artık hayatımızın tâbir-i câiz ise her sâlisesine işlemiş bulunmakta Temizlik!…
Corona Biterse mi?…
Eğer öyle bir şey mümkün olursa yapılması gereken şeylerin başında gelen icraat; devletimiz tarafından halkımıza ücretsiz ve uzman ekipler tarafından Psikolojik ve Pedagojik Destek verilmesidir.Çünkü bu Corona Virüsü/Covid 19 Pandemisi’nde ciğerlerimiz kadar beyin ve ruh sağlığımız da büyük hasarlar görmüştür.İnsanlarımız dört duvar arasında sıkıştılar, bazı insanlarımız en sevdiklerini, Corona Virüsü/Covid 19 Pandemisi’nden dolayı kaybettiler, bazı insanlarımız ekonomik olarak iflas ettiler.Herkes ister istemez Kâbz hâlinin içinde buldu kendisini.Hatta bu ücretsiz ve uzman ekipler tarafından Psikolojik ve Pedagojik Destek meselesi çok acil olarak masaya yatırılması gereken bir durumdur.Ücretsiz olmasını arzulamamızın nedeni; maalesef ki herkes eşit bir seviyede maddî özgürlüğe sahip değil! Sırf bu maddî sebeplerden dolayı insanlarımız kendilerinin rahatlamak, huzur bulmak gibi ihtiyaçları hak etmediklerini mi düşünsünler? Pedagojik Destek de verilsin tabiki de.Okullara gidemeyen, parka dâhi çıkamayan, arkadaş ortamı ile eskisi gibi buluşamayan, sanal ortama mahkum olmak zorunda kalan çocuklarımızın da en az büyükler, yetişkinler kadar rahatlamaya, huzur bulmaya hakları vardır!…
Eskisi Gibi Olabilir Miyiz?…
Bu sorunun cevabını en iyisi Allah (celle celaluhü) Bilir! Demek en doğru şeydir aslında.Çünkü ufuk belirmez ve bilinmezdir.Fakat bizler bazı konularda eskisi gibi olmayalım! Örneğin; bu zorlu süreçte sırf Corona Virüsü/Covid 19 Hastalarının iyileşmesi adına, günlerce sevdiklerinden ayrı kalmak zorunda kalan, adeta Ölüm ile burun buruna olan sağlıkçılarımızın kıymetini çok daha iyi idrâk etmeliyiz ve bu idrâke göre onlara güzelce, edeplice davranmalıyız.Şiddetin her türlüsü kötüdür, eksiktir! Sevgiden, Saygıdan, Edepten eksiktir! O hâlde sağlıkçılarımıza, hiç bir insanımıza, hayvanlarımıza şiddet göstermeyelim! Göstermeyelim ki! Kötülüğümüzü, eksikliğimizi de göstermemiş olalım! İncitmeyelim ki! İncinmeyelim!…En ufak dâhi olsa bir hatamız, sürç-i lisanımız olduysa Af ola…Saygılarım ve Sevgilerim ile…
Anıl Yılmaz…