Kaybettiğinde bulduğun şey neydi? Evet kayıpların eline verdiği şeyler vardır. İstersen söverek istersen sessizce onları kabul et asla geri çevirme. Seni senin ruhunun hakikatine yaklaştıracak olan şeyler aslında kaybettiğinde elinde kalanlardır. Herkesin ruhunun hakikati farklıdır. Senin ruhunun hakikati nedir ? Kendine benden ne istiyorlar demek yerine bunu sor. Sana doğduğundan beri yüklenen kodlamaları çözüp içindeki hakikate ulaşmak sana yaşamı kazandıracak. Yaşam hayatta kalmaktan çok daha fazlasıdır ve bunu tattığında her gün diğerine benzemeyecek, bir yola kavuşacaksın ve hep ileri giden bir yol. Doğanın bütün güzelliklerinin, kendi içinde seninle birlikte yürüdüğü, etine ve ruhuna yapışan fazlalıkları attığın, hafiflediğin, yükseldiğin, tüm dünyaya başka bir, yeni bir gezegenden baktığın ve birçok görünmeyeni görebildiğin güzel bir yol olacak bu. Bu yeni gezegen sen olacaksın. Hayat bizden büyük, yaşam çok büyük, doğa sınırsız ve sınırları olan bir varlık için bu sınırsızlık biraz zorlayıcı bir yol fakat sınırları yok etmeyi öğreneceksin. Sınırlar yok olduğunda biricik kendine varacaksın. Çocuk sen, genç sen, orta yaşlı sen, yaşlanmış sen hepsi bir kişide birleşecek ve sadece yolda ne kadar ilerlediğini göreceksin.
Kaybettiğinde bulduğun şey, sensin. Yolunu kaybettiğin zamanlar olacak, sana sarılacak bir beden yoksa sen zamana sarılmayı öğreneceksin. Zaman öyle şefkat doludur ki tik takların değil gerçek zamanın içine daldığında bunu göreceksin. Tik taklar buz dağının görünen kısmı asıl zaman derine indiğinde başlayacak hem de tüm şefkatiyle ve samimiyetiyle. Zaman tüm nesneleri ve insanları hatta tüm evreni kapsar. Hepsinin üstündedir. Zaman kişiden kişiye göre değişebilir, bir su gibidir doldurduğun kabın şekline göre biçimlenir. zaman kırılır, eğilir, bükülür. Zaman tahmin edemeyeceğin kadar esnektir. Sert olan insan tarafından kurulmuş olan saatlerdir. Zamanı kuramazsın o şahsına münhasır bir insan gibidir. Sen yolunu bulduğunda zaman sana hizmet etmekten başka hiçbir şey yapmayacak sen onu nereye boşaltırsan oranın şeklini alacak. Tek yapman gereken sana bu kadar hizmet eden birisinin kıymetini bilmek gibi zamanın da kıymetini bilmek.
Kaybettiğinde bulduğun şey bir nehir olacak, içinde her şey akacak. Nehir bir denize kavuşmak isteyecek yani seni sen yapan şeye. Bu da herkes için farklıdır kimisi için bir yuva, kimisi için bilgelik, kimisi için para, kimisi için kariyer ama bunların hiçbirisi nehrin denize kavuşmasına yetmeyecek. Sen zamanı eğip bükebildiğinde işte o zaman içindeki nehrin denizine kavuştuğunu göreceksin. Bir bütünü parçalarından ayırsan da parçalar bir yerlerde yaşamaya devam eder. Senden eksilen bir kaç parçanın yerine o eğip bükebildiğin zamandan yepyeni şeyler yapmayı öğreneceksin tıpkı yapboz parçaları gibi. Binlerce alternatifin olabildiği bir şeyde sadece iki üç tane şeyi el etmenin ya da kaybetmenin aslında çok da büyük bir eksiklik ya da kayıp olmadığını anlayacaksın. Kader, sana sunulan parçaları nasıl değerlendirdiğindir. Zaman içinde akan nehirdir ve denizin yolundur.