Bilgisiz kalmış alim gibiydi kalbim
Ne çok cenaze namazı kılınmıştı
Yıkık, harabe
Yönelecek bir yol yoktu
Nereye baksam virane…
Bir ah çeksen bin ahla sulanıyordu
Heyhat, susmalar tomurcuk açmıştı
Yaşam, yarının nefesini soluyamayacak kelebek miydi?
Sevgi, sizler
Yudum yudum sindirilmiştiler,
Peki bakmak görmek miydi?
Gözleri olan her şeyi görebilir miydi?
Bakışlarında acıyı solumuştum
Her nefeste dar ağacında vurulmuştum
Sonra öksüz kalmıştı güvercinler
Görmeyi bilmediğin için, öldü demiştin
Önce yakmıştın, gönlündeki yıldızlar kadar
Sonra da savurmuştun
Yıldızların aydınlatamadığı yere kadar
Bir daha görebilecek miydim?
Bilemiyorum
Okuma yazma öğrenemeyen çocuk gibiydi, yüreğim
Hayatın mecbur bıraktığı tokatlara maruz kalan
Telaşlı, perişan…