Süleymaniye minarelerinde uhrevi ışıklar yanar
Akşam o tepeden bulutlarla ağlar
Eminönü
Altın Boynuz Körfezi
Galata
Ve Boğaziçi
Ve İstanbul yas tutar
Şimşekler çakarken
Ve yıldırımlar düşerken
Gecenin sararmış maviliklerinde
Şehri ve seni korurken ben
Korkuyu eritirdim gözlerinde
İşte geldik gidiyoruz
Ben mahzun
Kuşlar mahzun
Deniz bile
Ah İstanbul bile mahzun
Ben üzgün
Ve kederli
Kediler kederli
Yağmur bile
Ah İstanbul bile kederli
Çocuk ağlıyor
Kucağında kaplumbağa
Maviye boyardı onları
Ve ayaklarını
Ellerinde güller açardı
Prag’dan sürgün gelmiş muhacir
Datça’da memleketinde maraba
Milleti görür onu hakir
Haydarpaşa’ya gelir
Cebinde büyük hayalleri…
Adil BAŞOĞUL…
195