Elleri onun gölüne kelepçeliydi
Şöyle bir irkildi
Uykudan uyanacak ne vardı sanki
Ne güzel yaşıyordu amak-ı hayalde
Doğru ya bir tek orda kavuşabilirdi
Uyanıp da
Umutsuzluğa göz açmayı kim isterdi ki
Kendi kendine bir terk ediş ilan etti
Gözleri , arkada
Kalbinin baraj kapakları, en olmazlarda
Kulağı, isminin baş harfi bir notada
Takılı kalıyordu
Bulsa içecekti ab -ı hayat şerbetini
Ve ilk fırsatta
Kendini toprağın altına değil
Onu kalbine gömmeyi dileyecekti
Ve ömürsüz boyu böyle yaşamayı vazife bilecekti.