orman kollarını çocuk gibi açmış
nefesimi kucak kucak sarmış
görüşe çıkmış gibi
bacaklarım üç yaşında
hoplaya zıplaya ormanın
yolunu deviriyor
kuşlar şakıyor
köpekler havlıyor
gün doğumu aldırış etmeden
gözümü açıyor
sanki dünya gözüme doğuyor
doğdukça ışığını fener yaptıkça
insanlar görüyorum
öbekli göbekli
mutluluğu almışlarda
gözlerinden ellerine
ellerinden piti kareli masa örtüsüne
bardaklara tabaklara
semaverden damlayan dillerine ,
yeni doğmuş ağızlarca
rakseden neşeli seslerin içine
koymuşlar
gözlerim doldu
ayaklarım boşaldı
yitirdiğim eksiklerim
ardımda sarı bir
fotoğraf karesi oldu da kaldı
düş’e düş’e
düşünceler arasında
yol
ayağımın altında
zamanın gerisinde
tükendi,
ayrım yada ayrımlar
göz göz pencereler açtı
düşünce söze ,söz göze kaçtı
çapaklan konuştu;
ormanın derinliği kuş istilasında
pazarın derinliği ayininde
senfonisi ayrımda
kaldı dedi
derin derin soluyarak
üstelik pazar pazar…
Sibel Karagöz
başarılı yazı : )))
Çok teşekkürler…
rica ederim..