bir yol hikayesiydi hayat
düşmek de vardı
kalkmakta
yaraları sarmakta
ihanetten
yalandan
gül gibi solmakta
herkes
doğuyor da
ölüyor da
süprizi yoktu
mevlütü vardı
hayırlara kapı açan
rahmeti ışıkları yakan
arada da soluğu vardı
bir nefeslik
“yaşamak “
diyorlardı
şimdilerde düşünüyorum
düşlere dala dala
bu kadar yara sarmaşık gibi
sarmasaydı
kırılan boynum
güneşi selamlar mıydı
gün’aydın yaşamak
der miydi
günleri devirdim
ayları heybelere doldurdum
yılları ,yolları bir eylül yaprağına
yükledim de
anca anladım
beceremedim bu yaşamak
denen yol’u
kesildi soluğu
yitti kol’u
doğum elsiz ayaksız
ölüm elli ayaklı
sığmıyor tabuta
almıyor toprak
beceremedim
ne yaşamayı
ne ölmeyi
oysa
yaşamadan ölmüştüm
yürümeden bitirmiştim
yol hikayesiydi içte
bir nefeslik…
Sibel Karagöz
