küçüğümdü o
minik elleri ağzına
ufacık adımları atlasa
değdi
gök çarşaflarını yere
turunçlarını dala
sere sere
s’onun sirenlerini
çala çala
kimsesizliğin kimsesi
dayandı kapıya
y’elin esvabı sardı cılız bedenimi
güzün gözü açtı zemheri kirpiklerini
göz taşlarını döktü saçtı
eşgalsiz ölümlerin
eşiğindeki
ayakkabısından
adım’lar
yürür
küçüğüm
o adımların ardına
dağların dumanına
bulutların karasına
düşer
düş’üm düşten düşer de
emziği düşmüş bebek
ağlar
sesi ulu orta
ciğerimi dağlar
küçüğümdü o
seneler ip atlar
dört kollu gezer
mezar taşları ağlar
o gelmez…
Sibel Karagöz