Sinemde derin çukurlar açılırdı
sen gülerken…
Şimdilerde
Sesinin değdiği her yeri
Yüzdüm attım etimden
Kırdım attım kaburgalarımı
Sensiz gezen göğsümden
Meşrebi kısırlaştırılmış
Gündüz gölgeleri ezilmiş
Yutkunamayan bir gece yarısına sığındım
Kırdım attım kadırgalarını
Sessiz yüzen gemilerden
İçten içe
İç içe çemberler çizdim
Göl üzerine
Birbirine çarpmadan
Ve sakınmadan
İçten içe!
İçe içe çemberler çizdim
Göl üzerinde
Ama yol bitti!
Yetişemedim sesine
Üstelik vaktim dar
Ölesiye dar
Ölmüşçesine dar
Bilmen gerek Leva
Yer dar
Gök dar
Pencerem dar
Denizim dar
Gözlerin dar
Kırılmasın tütünler dedi
Cemal abi
Kalk bir cigara sar
Ölesiye sar
Ölmüşçesine sar…
Göl üzerinde
derin dumanlı yuvarlaklar!
Yalan mı söylüyorum sana
Gidecek yer kalmadı daha
Yol bitti Leva
ve tutuştu göl
birleşerek uçurumlarla
ve ben yetişemedim sesine
cigaramda nefesim
gecede hevesim
senin sesine
feda ettiğim
şimdi koca bir orman yangını ortasında
elimde bir kova su var
yol bitti Leva
ve tutuştu göl…
Muhteşem dizeler. Kırılmasın kalemin