bugün küçük bir kızın
dilinde tanıştım
bez bebekleri ile
konuştukça
şurda
şoordaaa
şoyandaaa
diyordu
neden dedim
aynı şeyi farklı anlamlarda
diline yapıştırdın
sakız gibi çevirip çevirip
patlatıyorsun
baktı
koca koca gözlerini açıp
sakızını
patlata patlata
sonra
büyümüşte küçülmüş gibi
şurdakiler dedi
nenemle dedem
yanıbaşımda çay demlerler hikayelerinde
bazen kaynar
bazen taşar
bazen bardak olurum da
demlenirim
şoordaaakiler babam la halam
onlar hep işteler
bazen görür
bazen görmem
seslerini bazen duyar
bazen duymam
şoyandaaakiler anamla nenem
işte onları
unuttum say
ne gelirler
ne gidebilirim
yüzlerini seslerini unuttum
en çok hatırlamak istediğim
gülüşleri
öpüşleri
sıcacık kucaklayışları
sonra dedi sonra
düş’lerim de at yelelerinin içinde
küçükücük bir sarı serçeyi
yolculuyorum
benim yerime anamı bulsun
bulsun da kollarında uyumak için
kollarını getirsin
gözlerinde süzülmek için
gözlerini getirsin
sesinde ninnilerin içinde sallasın diye
sesini getirsin
şurdaaa diyor şurda
şooordakilerdense
şooyandaaakiler olsa
olabilse
gecem gündüzüm olur
olsa dedim olsa
keşke olsa
içim sızlaya sızlaya
diledim olsa
küçücük bir kız gibi
diledim olsa
Sibel Karagöz