bir akşam daha
yılan gibi süzüldü
öyle sinsice
öyle mağrur
öyle ansızın
gün gecenin koynuna
yaralar boynuma
dolandı
eskiler yeni yeni esvaplarla
dolanmaya başladı
biri o resimde ki koltuğundan
kalktı da tıpış tıpış
kumandayı kapıp
bir de çay koydu
hiç utanmadan da
karşıma oturdu
gözlerini belertip
suratıma suratıma baktı
sanki kapıları
çarpıp sırra kadem basan
o değilde ben
sanki o kadar harfin
boynuna yalan cümleler
dolayan o değil de ben
o cümlelerle bir ipin
ucunda sallanan
o değil de ben
yüzsüzlük işte
akşama düştü
gecenin karasını
bastıran gündüz feneri
nerden bakarsan bak
kakalaklar dolanır
gecemde….
Sibel Karagöz
