mevsimi gelmeden açar mı ?
çiçekler,
başak buğdaya boyun eğer mi ?
yada
yağmur tüm kasvetiyle düşer mi ?
toprak kar yağmadan nadasa yatar mı ?
börtü ,böcek ,doga,insanlar
hep bir dünü tekrar ediş
günü yaşar gibi
hep aynı harflerin kölesidir
sırtında taşır ,yükünden yüksünmeyen
hamallar gibi,
elleri çapa ,kürek kürek toprağı eşeler
altındır nimeti ambarıysa zengin
sofrasında çanak çömlek
çiçek çiçek açar
tütündür ağızlarda iç çekişlerle
bir yol rüzgar tellendirir
bir yol emekçi
kahvedir velinimeti
tadım tuzum
kalmadı der gibi
hep
aynı gevezelik
aynı harflerin yakılışı
aynı cümlelerin havalanışı
alışkanlıktır
günü geceye,geceyi güne
toprağı suya ,ekini hasata
baharı yaza, yazı kışa
kavuşturmak,
gevezeydi çiçekler
açıp kapanıp düşerdi
gülen ağızlar gibi
alışkanlıktır konuşmak
denilmiş ,denen
anlam ihtiva etmeyen
ses kirliliği
susmak susabilmek
devrim di
harflerin geveze geveze
asılışlarını gördüğümden beri
ben de sustum
her şeye herkese
“sustum “
Sibel Karagöz
